Son yıllarda ne zaman vahşi bir cinayet işlense, bir bayan çoğunlukla boşandığı veya mevcut eşi tarafından katledilse, kaybolan küçücük çocukların cesetleri ormanlardan, kuyulardan, kıyılardan çıkarılsa, öldürülmeden önce tecavüze uğradığı anlaşılsa, yani alışılmışın dışında hunharca cinayetler işlense istisnasız herkes mevcut cezaların yetersizliğini dile getirmekte, toplumun gündemine hemen idam konusu gelmektedir.
Bu cinayetleri işleyenler eğer bir de daha önce benzer suçları işleyerek cezaevine girip çıkmışsa toplumun öfkesi daha da katlanmaktadır.
Her ne kadar karşı çıkanlar olsa da idam cezasının geri getirilmesini isteyenler toplumun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Siyasiler ve yargı mensupları da idamı isteyenlerin içindeler.
Ağızlardan çıkan ortak ses; “Asacaksın bunları, bak o zaman bir daha yapıyorlar mı?”
Bu arada “idam” kelimesi dindarların dilinde “kısas”a dönüşmekte, bir takım Müslüman medya tarafından gündeme getirilmekte, bu vahşi cinayetlerin son bulması için tek çare olarak teklif edilmektedir.
Her ne kadar halkının çoğunluğu Müslüman, yöneticilerinin az çok İslami duyarlılığa sahip olduğu bir ülkede yaşıyor olsak da, resmi olarak laik, gerçekte de gayri İslami bir hayat tarzı süren bir ülkede dikkat etmemiz gereken hususlar vardır.
Her şeyden önce Aziz İslam Şeriatı hiçbir rejimin sopası değildir, gayri İslami hayat süren bir toplumun kırbacı değildir, İslam Şeriatı adına cezalandırılamazlar.
İslam Dini kendisinin eğitmediği, kendi tornasından geçirmediği, kendisinin bilinçlendirip terbiye etmediği hiç kimseyi İslam Şeriatı adına cezalandıramaz.
İslam Dini, çocukluğundan itibaren ele alıp rahlesinde bulundurmadığı, bilgilendirmediği, hayata Müslümanca bakış açısı kazandırmadığı bir minibüs şoförünü kısas yoluyla öldüremez.
Ve böylece İslam denilince, Şeriat denilince herkesin aklına sadece ve sadece öldüren, asan kesen bir dini akla getiremez, Müslümanlar olarak bizler asla buna müsaade edemeyiz.
İslam Dini ve Şeriatı hiçbir belediyenin temizlik ihalelerini üstlenen taşeron temizlik firması değildir.
Evet, bütün peygamberler insanlığı görünür görünmez her türlü pislikten arındırmak için gelmiştir. Kalplerini, beyinlerini, düşüncelerini, bedenlerini, evlerini, yaşadığı mekânları, mallarını, kazançlarını görünür görünmez bütün pisliklerden arındırıp pırıl pırıl etmek için gönderilmişler ve bunun mücadelesini vermişlerdir.
Toplumlara tahakküm eden hiç bir egemen güç İslam`a ve Müslümanlara böyle bir iş teklifinde bulunamayacağı gibi, Müslümanların içinden hiç kimse ve gurup böyle bir ihaleye katılamaz ve teklif sunamaz.
İslam, gayri İslami hayat süren kitlelerin, hiçbir kodamanın veya firavunun çocuğunun mürebbisi, ahlak öğretmeni değildir.
Evet, İslam, güzel ahlakı ulaşılması gereken en büyük zirve olarak gösterir, dinin en nihai meyvesi olarak kabul eder, kıyamet günü kişinin mizanında en ağır basacak şeyin güzel ahlak olduğunu haber verir. Pratikte de güzel ahlakın ve terbiyenin yerleşmesi için ne yapılacaksa hepsini yapar.
İslam, fertleri ve toplumları ifsad eden, ruhunu ve bedenini çürüten bütün kötülükleri yok etmeyi hedefler. İçki, uyuşturucu, kumar ve bütün kötü alışkanlıkları haram kılar, yasaklar ve bunlarla en sağlıklı ve tutarlı bir şekilde mücadele eder.
Fakat bununla beraber İslam, hiçbir rejimin, hiçbir devletin, hiçbir güç odağının Yeşilay derneği değildir, Kızılay derneği değildir.
Evet, İslam`ı referans göstermeden idam cezasını getirebilirsiniz. Nitekim başta Amerika olmak üzere birçok ülkede idam cezası vardır. Söylediğim gibi, İslam adına olmadan, kısas anlamına gelmemek şartıyla bunu yapabilirsiniz.
Fakat yine de idam cezası konusunda bizim içimiz hiç rahat değil, tedirginliğimiz var.
Çünkü idam cezasını ısrarla isteyenleri, “Asacaksın bunları, bak o zaman bir daha yaparlar mı?” diyenleri dikkatlice incelediğimizde bunların İslami hassasiyet ve adalet duygularından değil, faşist damarlarının kabardığından bunu istediklerini göreceksiniz.
Yani, bunların eline fırsat geçtiğinde söz konusu canavarlardan önce, çocukları ve kadınları hunharca katleden vahşilerden önce, devlete yan bakanları, bu rejimi istemeyenleri, vatan haini ilan ettiklerini asacaklardır.