“Fakat baba, bana zırzır deli diyorlar` demiş çocuk. Adam bu defa başını önüne eğmiş;
“Vallahi o zaman bir şey diyemem oğlum” demiş adamcağız.
İnsanlık olarak hepimizin damarlarında birazcık faşizm var galiba. Allah bunun zırzır derecesine ulaşmasından muhafaza buyursun.
Rabbimizin “Aile bağlarını sıkı tutma, akrabalık bağlarını canlı ve sıcak tutma emirlerini yanlış anladığımız an, bunları hayatta tek değer ölçüsü olarak görmeye başladığımız an, bunun adı artık ırkçılık oluveriyor, faşizme dönüşüyor bu iş.
Bir haftadan beri şu Norveçli canavarın yaptığı insanın kanını donduruyor.
Belki bundan daha çok sayıda insanın öldürüldüğü katliamlara şahit olmuş olabiliriz. Fakat onlar bir anda, bir defada yapılan bombalı saldırılardır genellikle.
Bu şekilde bir saat boyunca durmadan elindeki silahla teker teker adam öldüren, kendi ülkesinin insanını öldüren canavara rastlanmış mıdır acaba? Bir noktadan sonra da olsa vicdanı ona “yeter” demedi mi, gençlerin çığlıkları durdurmadı mı acaba?
Gerçekten insanın aklı ve dimağı duruyor.
Demek ki olabiliyor, demek ki insanoğlunun faşist damarı kabarmaya görsün. Özellikle Avrupa insanının faşist damarı kabarmaya görsün.
Biliyor musunuz, Avrupa`nın bu faşist damarının kabarması neticesinde olmuştu iki büyük dünya savaşı. Elli beş milyon insanın canına mal olan birinci ve ikinci dünya savaşının yegâne sebebi faşizmdir. Irkların, ulusların bir birlerinin üzerine ölüm yağdırmasıdır.
Fransız devrimiyle birlikte birden bire kabaran ulusçuluk dalgası, nihayet iki büyük dünya savaşıyla noktalanmış.
Kur`an`ın diliyle söyleyelim: “Biz Nasranileriz diyenlere gelince… Onlardan da kesin ve sağlam söz almıştık, fakat onlar da nasiplerini unuttular, kendilerine sunulan nimetten yüz çevirdiler. Biz de kıyamet gününe kadar sürmek üzere aralarına kin ve düşmanlık koyduk. Allah onlara kendi elleriyle yaptıkları (sanatları)nı gösterecektir.” (5/16)
Avrupa bu felaket sonunda akıllanmış ve ırkçılığa, ulusçuluğa savaş ilan etmiş.
Fakat kendisini mahveden bu illeti dışarıya, özellikle İslam dünyasına ihraç etmiş.
Zaten Avrupa şu anda yeryüzünde bulunan bütün sapıklıkların, toplumsal ahlaksızlıkların ve hastalıkların dağıtım merkezidir.
Faşizmin fay hattı yine ciddi anlamda enerji topluyor.
Deprem diliyle konuşacak olursak, fay hatları değişmez, daimidir, zaman zaman enerji toplar ve boşaltır, yani deprem olur.
Evet, Avrupa faşizminin fay hattı yine enerji toplamaya başladı.
Hem bu defa Avrupa faşizminin hedefinde İslam ve Müslümanlar var, özellikle Avrupa`da yaşayan Müslümanlar.
Üstelik Yahudi faşizmiyle kol kola, onun emir ve komutasında.
Eylül ayında Filistin Devletini tanımaya hazırlanan Norveç yönetimine bu katliamla birlikte gözdağı veriliyor.
Avrupa`daki İsrail karşıtı ve Filistin destekçisi bütün siyasetler cezalandırılıyor.
Fakat Allah Teala`nın da bir hesabı vardır.
Faşizmin fay hattında biriken enerjinin erken, tam dolmadan dışarı çıkması, hem Avrupa faşistlerinin, hem de Siyonizmin aleyhine dönecektir.
Bu arada bize düşen görev, buna karşı uyanık olmak, Müslümanlar olarak kendi bünyemizdeki faşist damarlarımızı sıkı kontrol altında tutmaktır.
İyi bilelim ki şu anda İslam âleminin içerisine düştüğü ve bir türlü çıkamadığı uçurum da budur.
Üzerimize doğmakta olan mübarek Ramazan hilaliyle bu belalardan kurtulmayı Rabbimden niyaz ediyorum.