Rabbimiz bizden bir şeyi yapmamızı veya bir şeyi terk etmemizi istediğinde genellikle “Bir gün Allah ile karşılaşacağına inananlar…” uyarısıyla istemektedir.

Resûlü Ekrem (s.a.v) Efendimiz de ashabına önemli bir uyarı veya tavsiyede bulunacağı zaman "men kâne yü`min billahi veyevmil âhir - Kim Allah`a ve ahiret gününe iman ediyorsa- ..." diye sözüne başlamaktadır.

Müslümanlar olarak bizler adımızı bildiğimiz gibi biliyoruz ki, kesinlikle bir gün Allah Teâlâ ile karşılaşacağız, zaten bu bizim en büyük iman ilkemizdir.

Fakat ne yazık ki bu karşılaşmayı ya çok uzak görüyoruz yahut çoğu zaman aklımızdan, gündemimizden çıkarıyoruz, hatırımıza çok az getiriyoruz. Ya bir yakınımızın cenazesinde veya onlardan birinin başına gelen bir kazada hatırlıyoruz.

Bir de bizzat kendimizin karşılaştığı, otomobilimizin, uçağımızın atlattığı ciddi tehlikelerde, ölümle burun buruna geldiğimiz anlarda, hani Allah Teâlâ`nın Kur`an`da tekrar tekrar anlattığı aniden fırtınaya yakalanan gemidekilerin yaptığı gibi yapıyoruz.

Hâlbuki bugün fert ve toplum olarak bu inancımızı canlı ve gündemde tutmaya öylesine muhtacız ki… Müslümanlar olarak içerisine düştüğümüz şu yangın felaketinden kurtulmanın, bozulan ilişkilerimizi düzeltmenin, parçalanmışlığımızdan kurtulmanın bir tek yolu; bir gün Rabbimize kavuşacağımıza yürekten ve yakînen inanmaktır.

Çünkü “Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” ya hayır söylerler, ya susarlar, bilmedikleri konuda konuşmazlar, Müslümanlar hakkında rastgele hükümler veremezler.

“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” müminleri pervasızca tekfir edemezler, bundan ürperirler.

“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” onun huzuruna ellerine Müslümanların kanları bulaşmış bir şekilde varmaktan dehşete düşerler.

“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” bırakınız Müslümanların mescitlerini içerisinde ibadet edenlerle birlikte havaya uçurup kan gölüne çevirmeyi, diğer insanların mabetlerine dahi dokunamazlar.

“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” gayri müslim bile olsalar zavallı, çaresiz mustazaf insanları hunharca katlederek boydan boya onların kanlarına batmış şekilde Allah`ın huzuruna varmaktan korkarlar.

“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” düşüncesizce giriştikleri eylemlerden dolayı emperyalist kâfirlere işgal davetiyesi çıkaramazlar.

“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” yaptıkları yanlışlardan dolayı Müslümanların yerlerini ve yurtlarını kâfir ve zalim emperyalistlerin bombalamasına, işgaline, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin gasp edilmesine sebep olamazlar.

Şimdi gelelim bir başka konuya; İslam adına ortaya çıkıp bu şekilde İslam`a ve Müslümanlara doğrudan veya dolaylı olarak böylesine zarar vermelerine rağmen, hiçbir örgütün, hiç bir cemaatin, hiçbir partinin CIA tarafından kurulduğuna, israil tarafından kurulduğuna, ABD veya İngiltere tarafından kurulduğuna asla inanmıyorum ve bu iddiaları şiddetle reddediyorum.
“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” bu şekilde ithamlarda bulunamazlar.

Evet, başta El Kaide olmak üzere, IŞİD, Taliban, Boko Haram gibi direniş örgütlerinin hiçbirisinin söz konusu emperyalistler tarafından kurulduğu iddiasını kabul etmiyorum, böylesi düşünce ve ithamları basitlik ve küçüklük ve ucuzculuk olarak görüyorum.

Zaten bu komplo hastalığına yakalananlara bir sorun bakalım, İslam âlemindeki hangi parti, hangi cemaat, hangi örgüt, hatta hangi devlet CIA, Amerika veya israil tarafından kurulmamıştır ki?

Evet, bu örgütlerin, bu cemaatlerin yaptıkları birilerinin işine gelebilir, birilerinin ekmeğine yağ sürebilir, Müslümanları küçük düşürerek başlarını öne eğdirebilir, hatta Müslümanların yurtlarının yuvalarının harap edilmesine sebep olabilir. Bu anlamda IŞİD`in Müslümanlara çok pahalıya mal olacağını, büyük bedeller ödeyeceğini düşünüyorum.

Fakat bütün bunlara rağmen bu insanların samimi olduklarına, asla ve asla kâfirler tarafından kurulup kurgulanmadığına inanıyorum.

“Bir gün Allah (cc) ile karşılaşacağına inananlar” böyle bir ithamın altından kalkamayacaklarını, bunun hesabını asla veremeyeceklerini bilmelidirler.