israil kuruldu kurulalı hiç böyle güzel günler göstermemiştik. Saldırganlıkta onun elini hiç bu kadar serbest bırakıp rahatlatmamıştık.

Şu anda Gazze üzerine, Gazze`deki çocuklar ve kadınlar üzerine istediği gibi ölüm yağdırıyor, kana buluyor, binlerce evi harap ediyor.

Başta Müslüman ülkeler olmak üzere bütün dünya olup bitenleri bir film seyreder gibi seyrediyor. Hiç ama hiçbir engelle karşılaşmadığı gibi destek ve teşvik bile görüyor.

Sanki Müslümanlar olarak israile demişiz ki: “Haydi, yürü meydan senin, istediğin her şeyi yapabilirsin, istediğin gibi yakıp yıkabilirsin, hiç ses çıkarmıyoruz, ne yaptığına hiç karışmıyoruz, hava harekâtından sonra kara harekâtı da başlatabilirsin, yeni yeni işgallerde bulunabilirsin, sayısız Müslümanı öldürür, yüzlercesini tutuklayıp zindanlara doldurabilirsin.”

“Çünkü şu anda bizim çok daha önemli işlerimiz var, biz birbirimizi öldürmekle meşgulüz. Boynunu vuracağımız, kurşuna dizeceğimiz on binlerce Müslüman, harabeye çevireceğimiz nice şehirler, yerle bir edeceğimiz nice camiler var daha.”

“Biliyor musun ey israil, bizim şu anda senden çok daha büyük düşmanlarımız var.”

“Bizim mezhebimizden olmayan, bizim meşrebimizden olmayan katli vacip yüz binlerce kişi var daha, onları yok etmeden görevimizi yapmış sayılmayız.”

“Onun için seninle uğraşacak hiç mi hiç vaktimiz yok, bu gidişle sana sıra geleceğini hiç sanmıyoruz, hele sen şöyle bir kenarda dur bakalım…”

Bugün Filistin öylesine yalnız, israil öylesine güçlü ki…

Düne kadar yanı başında kendisine çok faydası olmayan, onu hep yalnız bırakan bir Mısır vardı.

Bugün o Mısır, Sisi`nin Mısır`ı Filistin`i sadece yalnız bırakan değil, bizzat israilin yanında yer alan Mısır`dır.

Suud ve körfez krallıkları da aynı şekilde bugün artık sadece sessiz ve tarafsız değil, ABD ve Avrupa gibi israilin yanında yer almaktadırlar.

Gazze bugün öyle garip, öyle öksüz ve yetim. Sadece birkaç cami çıkışında bir avuç Müslümanın protestosu, gazete köşelerinde birkaç cılız sesten ibaret.

İslam dünyası, özellikle İslam dünyasının en dinamik ve enerjik güçleri tarihinin en ferasetsiz ve basiretsiz günlerini yaşamaktadır. Sovyetler Birliği gibi süper bir gücü Afganistan`dan çıkarttığı günden beri bir birine düşmüş, o günden bu yana durmadan bir birlerinin kanlarını dökmekle meşguller.

Lütfen kimse olup bitenleri ucuz komplo teorileriyle açıklamaya çalışmasın, her şeyi emperyalistlerin oyunu olarak göstermesin.

Bir sohbet esnasında, Müslümanları birbirlerine düşüren, bir birlerinin camilerine intihar saldırıları düzenleyenlerin hep yabancı provokatörler olduğunu söylemişti bir kardeşimiz.

Hayır, kesinlikle öyle değil, lütfen suçu hep dışarıya atmayalım. Provokatörlere ihtiyaç yok ki, içimizde öyle beyinsizler, öyle dar görüşlüler, öyle taassup ehli, Müslümanlara karşı kinle dolmuş, öylesine gözü dönmüşlerimiz var ki, hiçbir kışkırtıcıya, hiçbir casus ve provokatöre ihtiyaç yok.

Allah için birisi çıksın ve desin ki; Ey Müslümanlar, ne olur şu birbirinizi öldürme işine birazcık ara verin, bugün Filistin`in, Gazze`nin imdadına koşun, şu İsrail`e çevirin yönünüzü, daha sonra kaldığınız yerden devam edersiniz bir birinizi öldürmeye, ne olur birazcık ara verin.

Biraz geriye çekilin ve resmin tamamını görmeye çalışın. Yaptıklarınıza kimler seviniyor, kimler üzülüyor iyi dikkat edin.

Kurtuluş bekleyen insanlık âlemine İslam`ı ne kadar sevdiriyor, ne kadar nefret ettiriyorsunuz, lütfen geriye çekilin ve bir değerlendirme yapın.

Biz yine de Rabbimizden ümidimizi kesmedik, bütün bu olup bitenleri en kısa zamanda tersine çevireceğine, bizlere feraset ve basiret lütfedeceğine olan inancımızı hiç kaybetmedik.