Cumhurbaşkanlığı seçimi hem Ramazan, hem de bayram ve sonrasının yoğun gündemi olacak gibi. İnşallah maneviyat iklimimizi kötü yönde etkilemez.
En çok da Filistin ve Gazze`ye karşı israil`in kudurmuşluğunu gölgeleyeceği için üzgünüm.
Anlaşılan o ki Recep Tayyip Erdoğan bu yarışı da galibiyetle bitirecek.
İster muhalefetin hâlâ eski Türkiye özleminden olsun, isterse artık geriye dönüşün mümkün olmadığını bir türlü anlayamadığından olsun, Cumhurbaşkanlığını halka karşı rejimin emniyet noktası olarak görmesinden olsun, muhalefet bu yarışı da kaybedeceğe benzemektedir.
Yani Erdoğan bu yarışta da rakipsiz sayılır.
İki büyük muhalefet partisinin ortak çatı adayı her ne kadar kendi tabanlarında ciddi şekilde eleştirilse de, iyice düşünüldüğünde bunun dışında yapabilecekleri hiçbir şeyleri yok.
Çünkü hiçbir Kemalist, hiçbir ulusalcı, hiçbir Gezici, hiçbir Türkçü Ekmeleddin İhsanoğlu`nun alacağı reyi alamayacaktır. Çünkü bugün bu ideoloji ve düşüncelerin özellikle bir kişiyi cumhurbaşkanı yapacak kadar bir karşılığı yoktur.
Yani yarınları okuyamayan muhalefet gerçekten çaresizdir, bizzat kendi içlerinden çıkaracakları adaylarla yarışamayacaklarını çok iyi bilmektedirler.
Bu arada 30 Mart seçimlerinin gerçek kaybedeni Paralel yapı, Pensilvanya olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı seçiminin gerçek kaybedeni de yine Paralel yapı olacaktır.
Muhalefet partilerinin bir türlü yarınları okuyamadığı, Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuştuğu gibi, Paralel Yapı da Müslümanların ve İslam dünyasının vicdanını asla okuyamamış, daha da kötüsü bu vicdana savaş açmış, bu vicdana darbe teşebbüsünde bulunarak müthiş bir hamakat yani ahmaklık sergilemiştir.
Başta Türkiye Müslümanları olmak üzere İslam âleminin ma`şeri vicdanına savaş açmak ihanetle birlikte büyük bir hamakattır, kendi kendini imhadır. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan için rakiplerden birinin daha diskalifiye olmasıdır.
Görünen o ki, Erdoğan şimdilik rakipsizdir, yakın zamanda da ciddi bir rakiple karşılaşacağını tahmin etmiyoruz.
Bize göre Erdoğan`ın en önemli rakibi kendisidir ve Erdoğan bu rakibe çok, ama çok dikkat etmelidir.
Sevenleri onun hatalarını, sürçmelerini şu ana kadar hep tolere etmiş olsa da her şey bir anda alt üst olabilir, ibre her an tersine dönebilir.
Her şeyden önce istiğna, kendisini müstağni görme çizgisine kesinlikle yaklaşmamalıdır. İstiğna duygusu kibirle birlikte bulunur, halk bunu hissettiği zaman her şey bir anda değişiverir.
“Muhtar bile olamaz demişlerdi” sözünü bırakın başkaları söylesin, sevenleri söylesin. “Benim için böyle demişlerdi” diye kendisi söylememelidir.
Erdoğan`ın son zamanlarda en çok hücuma uğradığı yönü aile cephesidir, bu cepheyi çok iyi tahkim etmelidir, bu noktadan aldığı yarayı tam olarak kapatamamıştır.
Liderlerin en çok dikkat etmesi gereken konuların başında ev halkının yaşama tarzı gelmektedir.
Tarih okuyanlar iyice dikkat ettiklerinde şunu göreceklerdir ki, nice ülkeler dışarıdaki düşmanları tarafından değil, liderlerinin eşlerinin, kızlarının ve oğullarının yaşama biçimleri yüzünden yıkılıp gitmişlerdir.
Tarihin bütün dönemlerinde böyle olduğu gibi, çoğumuzun şahit olduğu son zamanlardaki nice saltanatların yıkılıp gitmesi de bu yüzden olmuştur. Yani liderlerin aile hayatındaki lüks ve israf…
Rabbimizin “Söyle eşlerine! Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorlarsa…” (33/28) uyarısı, sadece onların bireysel hayatlarında takva sahibi olmalarına yönelik değildir. Kendisinden sonra gelecek Müslüman liderlere, valilere ve bütün yöneticilere yönelik çok ciddi ve hayati bir uyarıdır.
Bir de, Cumhurbaşkanlığı insanı devlete benzetmeye, devletin bizzat kendisi yapmaya en müsait yerdir. Erdoğan devletin kendisi olduğu zaman kaybedeceğini unutmamalıdır.
Kendisinden önceki 28 Şubat döneminde zulme uğrayanlar neyse, fakat bizzat kendilerinin iktidarda olduğu dönemde düzmece suçlarla sayısız Müslümanın zindanlara atıldığını, şu mübarek günlerde eşlerinden, çocuklarından, anne babalarından ayrı olduklarını unutmamalıdır.
Görebildiğimiz kadarıyla Erdoğan çokça dua almakta ve haklı olarak aldığı bu dualara güvenmektedir. İşte aynı şekilde alacağı bir tek bedduadan da öylesine korkmalıdır, sakınmalıdır.
Evet, Erdoğan`ın şimdilik tek rakibi kendisidir ve o rakipten çekinmelidir.