“Yüzde elli”, on iki Haziran seçimlerinde Ak Parti`nin yaklaşık olarak aldığı oy miktarı, kendi alanında bir rekor. Birkaç günden beri Türkiye`nin büyük bir bölümü yüzde ellinin zafer sarhoşluğunu, geri kalanı da bu yüzde elli rakamının şaşkınlığını yaşıyordu.

Fakat bugün bir başka rakam devreye girdi ve en azından bizlere yüzde elli rakamını unutturuverdi, bir anlamda yüzde elliyi tepetaklak alaşağı etti.

Elazığ İhya-Der üyelerine Malatya 3. Ağır Ceza mahkemesi tarafından toplam 150 yıl hapis cezası verilmişti, salı günü bu ceza Yargıtay 9. Dairesi tarafından onandı. Üstelik mahkemenin dört kişi hakkında verdiği berat kararını da bozarak onların da yeniden yargılanarak ceza verilmesini istemiş. Sizin anlayacağınız, bu rakam yüz seksene, iki yüze doğru varacak gibi.

“2002 Seçimlerinden bu yana genel olarak insanımız “Şükürler olsun, 28 Şubat dönemi sona erdi!” demişti. Gerçekten de zulüm dönemi sona ermişti, o gün iktidarda olan bütün partiler sandığa gömülmüştü. İnsanlar ve özellikle bütün dindar kesimler rahat bir nefes almıştı.

Yaklaşık dokuz yıldan bu yana bütün kesimler baskılardan, sıkıntılarından yavaş yavaş kurtulmaya, iktidar nimetinden yararlanmaya başlamışlardı. Herkesin durumu az çok iyiye gidiyordu, gerçekten rahat bir nefes almaya başlamıştı millet.

Fakat nedense bizim nasibimize hep operasyonlar, tutuklamalar düştü. Üzerimizdeki baskı hiç eksilmediği gibi, artmaya da başladı.

Sabredelim dedik kendi kendimize, bütün bunlar geçicidir, 28 Şubat döneminin kalıntılarıdır, yıllar yılı yargıda çöreklen dinozorlar hemen bir günde temizlenecek değil ya, her şey yavaş yavaş olacak diyerek avuttuk kendimizi. Diğer bütün kardeşlerimiz mutlu ya, onların sevinçleri de bizim için bir sevinç kaynağıdır dedik.

Hem bunda iktidarın ne suçu var ki dedik, bütün bunlar rejimin kurulduğu günden bu yana işgal edilmiş yargıya varıp dayanıyor dedik.

Fakat bir şey kafamızı karıştırıp duruyordu. Bütün günahı yargıya atıp duruyoruz da, bu yargıçlar mı, bu savcılar mı izliyor kardeşlerimizi, onlar mı yapıyor bu operasyonları?

Emniyet güçleri değil midir bütün bunları yapan? Bizlere baskınlar düzenleyen, hakkımızda Allah`tan korkmadan insafsız dosyaları hazırlayan, bu istikamette kanaatlerini belirten ve götürüp savcıların yargıçların önüne koyan? Elbette bu yargı mensupları da mal bulmuş mağribi gibi bu dosyalara göre hüküm vereceklerdir, kendileri için bulunmaz bir fırsattır.

Ve bu emniyet güçlerini yönlendiren, yönlendirmekten öte onlara emreden medya! Hem de eli yüzü düzgün abdestli medya!

Birileri bugün bayram etsin artık, kendi meşreplerinden olmayan bir grup Müslüman, toplam yüz elli sene zindanda, hem de F tipinde kalacaklar. Sadece isimleri değil, bizzat kendileri mazlum ve mustazaf olan bir grup Müslüman her biri yedi buçuk yıl zindana atılacaklar, Yargıtay`ın onayıyla kesinleşti. Onların yakınlarının, ailelerinin ve özellikle yavrularının ahı bilmem kimleri tutar acaba? Ve bunlardan ikisi bayan.

Dosyalarında gösterilen suçlar da, Kutlu Doğum etkinliği düzenlemek, Mekke`nin fethini kutlamak, yoksullar için kermes düzenlemek...

Evet, birileri bugün bayram etsinler, hem de çifte bayram. Yüzde ellilik zaferlerinin yanına yüzde yüz elliyi de eklesinler ve sevinçlerini dörde katlasınlar.

Birileri de çifte bayram etsinler, sahip oldukları tv, gazete ve haber ajanslarıyla jurnalledikleri mazlumlar ve mustazaflar toplam yüz elli yıl F Tipi zindanlarda kalacaklar.

Türkçe Olimpiyat Bayramları`nın yanına bunu da ilave etsinler, sevinsinler,  neşelerini onlar da dörde katlasınlar.  Türkçe şarkıların ve türkülerin söylendiği bir ortamda bu taraftan varacak olan Kürtçe ağıtlar ve inleyişler belki birazcık kulaklarının ahengini bozabilir ama o kadarcığa da katlanıversinler biraz.

Bizlere gelince... Kardeşler, sakın üzülmeyin! Şuna inanınız ki, şu Haziran günlerinde kazanan biziz. Hem de yüzde yüz elli ile.