Öncelikle bu maçın bu şekilde olaylı bitmesinde ben birçok hayırlar görüyorum.
Müslümanlar, Müslüman kitleler futboldan ümitlerini kesmeliler, futbolla aralarına bir mesafe koymalılar, güçleri yettiği oranda futbolu gündemlerinden çıkarmalılar.
Hatırlayacaksınız, iki binli yılların başında Japonya`da yapılan dünya futbol şampiyonasında Türkiye derece almıştı, galiba üçüncü olmuştu.
Ertesi gün sokaktaki çocuklar saçlarını o maçlarda gol atan futbolculara benzetmişler, onlar gibi tıraş olmuşlardı. Artık Türkiyeli gençlerin bir idolleri vardı, sembolleri vardı, kime benzeyeceklerini biliyorlardı artık.
Aynı şampiyonaya büyük ümitlerle katılan Suudi Arabistan hemen ilk başta elenmiş ve evine dönmüştü.
Ne oldu biliyor musunuz? Başta Suudi Arabistan olmak üzere birçok Arap ülkesinin gençleri Üsame bin Ladin tişörtleriyle arzı endam ettiler. O günden hemen sonra göğüslerinde Üsame bin Ladin`in resimlerini taşımaya başladılar.
Öyle ya, mademki bizim dünya çapında bir futbolcumuz yok, mademki bizim adımızı futbol ve futbolcuyla dünyaya duyurma ümidimiz kalmadı, o zaman biz de dünya çapındaki bu adamımızla varlığımızı gösteririz dediler.
Beşiktaş-Galatasaray maçı bu şekilde olaylı değil de, güya normal denilen yoldan bitseydi hayırlı mı olacaktı, iyi biliyor musunuz?
Galip gelen takımın taraftarlarının başta İstanbul olmak üzere bütün şehirlerin meydanlarını gece sabahlara kadar işgal etmelerinde, sonra günlerce kendilerine gündem edinmelerinde hangi hayrı görüyorsunuz? Futbolun hangi merhalesinde hayır vardır?
Vuku bulan bu olaylar çok tabiidir ve beklenmelidir. Diyelim ki bunlar olmadı, hatta tam zıddı oldu, hükümetin ve Başbakan`ın lehine sloganlar atıldı.
Hatta ondan da ötesi, binde bir rastladığımız gibi bütün maçlarda gol atan futbolcular gol sonrası tekbir getirseler, secdeye kapansalar, seyirciler tribünlerden benzer görüntüler sergileseler…
Futbolu Müslümanlaştıramazsınız beyler. Çünkü bugün futbolun kendisi başlı başına müstakil bir din olmuştur.
Söyleyin Allah aşkına, hangi din insanlığın gündeminde bu kadar yer edinebilmiştir? Haftanın günlerini şöyle bir gözünüzün önüne getirin, futbolun konuşulmadığı bir gün var mıdır?
İnsanlık ve hiç olmazsa Müslümanlar buna bir çare bulmalıdırlar ve gündemlerinden çıkarmalıdırlar.
Gazetelerin spor sayfalarına, haberlerin spor bölümlerine alışmıştık, kabullenmiştik. Ne acı ki gazetelerin baş sayfaları, haberlerin normal bölümleri bile artık futbolla dolduruluyor.
Yetkililere sesleniyorum, lütfen bu ülke insanını hiç olmazsa sadece hafta sonlarında meşgul edin, bütün maçlarınızı Cumartesi ve Pazar günü yapıp bitirin, hatta hepsini Pazar günü yapın. Lütfen insanımızın dört gününe fiilen el koymayın, Cuma ve Pazartesine maç koymayın. Allah aşkına bırakın insanımız hiç olmazsa o günlerde başka şeyler düşünsün, başka şeylerle uğraşsın.
İyi düşünün, Allah korusun eğer İstanbul 2020 Olimpiyatlarını kazanmış olsaydı insanımız en azından önündeki yedi sekiz yıl boyunca bu olimpiyatlara ve özellikle futbola kilitlenecekti.
Allah`ım bu ne kötü bir gündem, ne acı bir işgal ve meşguliyet!
Birileri mevcud iktidarın mağlubiyeti adına sevindi bu olimpiyatın kaybına. Fakat biz söylediğimiz sebeplerden dolayı Allah için sevindik.
Olaylı biten son maçın da bu anlamda bir uyanışa vesile olmasını ümit ederiz.
Ne bekliyorum biliyor musunuz? Şöyle veya böyle Türkiye`nin Avrupa liglerinden çıktığını veya onlar tarafından siz Avrupalı değilsiniz diye çıkarıldığını.
Düşünsenize. İnsanımız belki o zaman yeryüzünde aziz olmanın gerçek yollarını arayacaktır ve mutlaka bulacaktır da.
Çünkü insanımızın geçmişinde bu vardır, yeryüzünde izzetli ve onurlu dönemler yaşamıştır.
Suriye`yi konuşmak varken, İhvan-ı Müsliminin yasaklanmasını konuşmak varken bunları konuşmak ne acı bir durum!