Hayret ki hayret! İnsan düşündükçe havsalası almıyor. Bugün bir Müslümanın Amerika’dan daha büyük daha net bir düşmanı kim olabilir?
Hem dünya Müslümanlarının hem de Türkiye Müslümanlarının Amerika’dan daha tartışılmaz bir düşmanı bir hasmı var mı dersiniz?
Cuma hutbeleriyle birlikte başladı 15 Temmuzu anma etkinlikleri. Bu ülkenin yönetimine el koymak için FETÖ’nün darbe teşebbüsünde bulunduğundan bir şüphesi, bir tereddüdü olan var mı?
Peki, bu FETÖ ve ileri gelenleri şu anda Amerika’da değil mi? Var mı bunda bir şüphesi olan?
Peki, Amerika bunu reddediyor mu, “hayır, bende değil, yanılıyorsunuz vs” diyor mu? Bütün taleplere rağmen iade etmediği ve bunu düşünmediği ve desteklemeye devam ettiği de ortada değil mi?
Sonra, Türkiye’yi dört bir yanından kuşatan ve kıpırdamaz hale getiren Amerika değil mi? Trakya’dan, Kırkağaç’tan, Yunan adalarından, Akdeniz’den…
Ve nihayet Suriye’den, Irak’tan kuşatan ve ısrarla bölmeye çalışan, Türkiye düşmanlarını silahlandıran bu Amerika değil mi?
Artık ülke içerisindeki askeri üslerini bir yana bırakalım.
Söyleyin Allah aşkına, tarih boyunca böyle bir düşmanımız oldu mu dersiniz?
Peki, hutbelerde bütün bu tehlikelere dikkat çekildiği halde niçin bir defacık bu şerefsiz Amerika’nın adı geçmiyor?
Sonra, bugün Ümmetin en büyük yarası olan Gazze katliamı Amerika eliyle ve Amerika silahlarıyla gerçekleşmiyor mu, katliamın durdurulmasını engelleyen bizzat Amerika değil mi?
Afganistan, Irak ve Suriye’de yapılan toplu katliamlarda Amerika’nın imzası yok mu?
Bütün bunları sayıp dökmemizin sebebi; Müslümanlar olarak Amerika’yı bu anlamda en büyük düşman olarak tanımlıyor muyuz? Günlük hayatımıza Amerika’nın böylesine bulaşmasını, iliklerimize kadar işlemesini neyle izah edebiliriz?
Devlet olarak Türkiye’nin kendisini Amerika cenderesinden kurtaramadığı gibi Müslüman bireyler olarak da aynı derdi yaşamıyor muyuz?
“Bâtılı bâtıl olarak gösterdiği” için aslında Rabbimizin bize bir lütfu değil midir? Bu anlamda değerlendirmemiz gerekmez mi?
Selam ve dua ile.