Zannedersiniz ki ülkede Şeriat var, devletin bütün kanunları şeriata göre düzenlenmiş veya en azından şeriata aykırı kanun ve yönetmelikler çıkarılamazmış, bundan dolayı birileri sıkılmış, bunalıma girmiş, “istemezük” diye isyan ediyorlar.
Bunun karşısında da ortada dolaşan on dört bel’amın bildirisine karşı çıkan bizimkiler var. Sanki ülke yönetimine hâkim olan bir Şeriat var da onu korumak için meydanlara dökülmek gerektiğine inanıyorlar.
Hem “şeriat istemezük” diyen bel’amlara hem de samimi düşünceyle onlara karşı çıkanlara sesleniyoruz;
Efendiler Allah aşkına biraz geriye çekilerek yaşadığınız şu ülkeye kuş bakışıyla bakar mısınız?
Bu ülkenin resmi dini Kemalizm değil mi?
Bu ülkeyi yönetenler en aşağıdan en yukarıya kadar Atatürk İlkeleri üzerine yani CHP’nin altı oku üzerine and içerek göreve başlamıyor mu?
Bu ülkenin bütün meydanları heykellerle dolu değil mi, bütün okulları büstlerle dolu değil mi?
Ey şeriat istemeyenler ve şeriat var zannederek korumak için gayret edenler! Yaşadığınız ülkenin her köşe başında bir banka bulunmuyor mu, en işlek caddeleri yabancı marka iş yerleriyle dolu değil mi? Herkesin elindeki büyük küçük ne kadar çanta varsa hepsinin Amerikan etiketli olduğunu görmüyor musunuz?
Hatta camide namaz kılarken önünüzdekinin sırtındaki tişörtte Amerikan isimlerini görüp okumuyor musunuz?
Bu arada hocalarımıza soruyorum; namazda önümüzdekinin sırtındaki yazıları, secdeye vardıklarında çoraplarının markalarını ister istemez okuyoruz, ne diyorsunuz, namazımız ne oluyor?
Sonra, bu ülkenin bütün kıyıları plajlarla çevrili, caddelerinin sokaklarının da plajlardan fazla bir farkının olmadığını görmüyor musunuz?
Şimdi şu imzacı bel’amlara sesleniyoruz; Söyleyin siz hangi şeriatı istemiyorsunuz, hangi şeriattan kurtulmak istiyorsunuz? Gösterin de biz de görelim.
Hangi gâvurluğu yaptınız da size karşı çıkan oldu? Hangi gâvur gibi giyindiniz, hangi gâvur gibi yediniz içtiniz de size karşı çıkan oldu?
Durup dururken nerden çıktı olmayan şeriata saldırma meselesi?