Bakın bu sessizce “durma” işini çok iyi keşfettiniz sonunda, aferin. 
Hangi yönden bakarsanız bakın çok güzel ve etkili bir protesto eylemi.
 
Her şeyden önce masumiyeti simgeliyor. Niyetleri halis, gerçekten çevreye ve yeşil alana karşı duyarlı olanları diğerlerinden ayırıyor.
 
Hem bu yakıp yıkma işinden sadece iktidar ve sessiz çoğunluk değil, bizzat Taksim ve Gezi protestocularının önemli bir bölümü de rahatsızdı, fakat onları engelleyemiyorlardı. Sonunda bu marjinallerden ayrışmış oldular.
 
Eğer trafiği engellemiyorlarsa, diğer insanlara bir zarar vermiyorlarsa bu eyleme en hafif müdahale edenler bile kamu vicdanında suçlu duruma düşerler.
 
Bir anlamda sivil itaatsizliktir, bir anlamda Gandi`yi zafere götüren yoldur.
Bu sessizce dikilme eyleminin fazla bir riski olmadığından, bir bedel ödenmediğinden dolayı belki yeni yeni katılımlarla gittikçe yayılacaktır. 
 
Hem sadece Taksim ve Gezi için değil, bundan sonra küçük-büyük her alanda görülecektir. Karne hediyesi alınmayan çocuklar babalarına, siparişleri getirilmeyen ev hanımları kocalarına karşı evde sessizce dikilerek eylem yapacaklar.
Bunun için çevrenizde artık dikkatli olun! Aval aval dikilip durduğunu zannettiğiniz birileri gayet ciddi protestocular olabilirler.
Kısacası nereden bakarsanız bakın bu eylem farklı bir eylem. Gördüğünüz gibi zaten medyamız da mal bulmuş mağribi gibi üzerine atılmış durumda.
 
Fakat ben bir şey söyleyeceğim onlara: 
Hey duran adam, hey siz duran adamlar, size sesleniyorum! 
Maalesef dururken yanlış yere döndünüz, yüzünüzü yanlış bir yöne çevirdiniz.
Kendi kendinizle büyük bir çelişkiye düştünüz, solculuğunuzla çeliştiniz, hele özgürlükçülükten çok uzaklara savrulup gittiniz bu duruşunuzla. 
 
Mazlumiyet ve mağduriyet adına yüzünüzü çevirdiğiniz o kişi, hiçbir zaman mazlumiyetin ve mağduriyetin simgesi olmamıştır. 
 
Hele hele hiçbir zaman solun, solculuğun, emeğin ve emekçinin simgesi olmamıştır.
Zaten Türk Solu, Kemalizm`in paçasına sarılmakla ta baştan kaybetmiş, başlamadan bitmiştir. Çünkü dünyada böyle bir garabet görülmemiştir. Bunu hâlâ anlayamadınız mı?
 
Zulme ve baskıya başkaldırırken, protesto ederken maalesef yüzünüzü yanlış yere döndünüz.
Bu ülkede yapılan bütün zulümler ve zorbalıklar, bu ülkede devlet eliyle yapılan bütün toplu katliamlar yüzünüzü döndürdüğünüz o heykeller,  o resimler adına yapılmadı mı?
 
Bu ülkede yapılan bütün darbeler, bu darbelerle milyonlarca insanın uğradığı mağduriyetler sizin şimdi yöneldiğiniz o heykeller adına yapılmadı mı?
 
Evet, dostum, yanlış yere döndünüz, yanlış istikamete yöneldiniz.
 
Şimdi medyada sessiz ve masumca dikilişinizi görenler belki ilk etapta size sempati duyacaklar, hoşlarına gidecek, gelip yanınıza dikilecekler. 
 
Fakat bir süre sonra sizin nereye baktığınızı fark edenler, yüzünüzü nereye döndürdüğünüzü görenler, sizin neyin ateşiyle yanıp tutuştuğunuzu anlayacaklar ve hemen sizi terk edecekler. 
 
Çünkü onlar ve onların çocukları sizin bugün yöneldiğiniz istikamete yıllar yılı dipçikle yöneltilmişlerdi.
Ve hemen anlayacaklar sizin şu anki masum görünümünüzün ardındaki faşist özlemi, İstiklal Mahkemeleri`ni, darağaçlarını, kendilerine dayatılan devrimleri, kâfirce hayat tarzını.
 
Evet, yüzünü yanlış yere çevirdin ey duran adam! Siz, ey durup dikilen adamlar!
 
Kıbleye dönecektiniz, Kâbe`ye dönecektiniz, Allah`a dönecektiniz, Allah`a dayanacaktınız. Ama yanlış yere döndünüz.
Eğer Ortadoğu`da ve halkı Müslüman olan ülkelerde bir devrim yapılacaksa, bunun için eylemler yapılacaksa unutmayın ki yüzünü Kâbe`ye döndürenler yapacaktır bunu.
 
Beri gel serseri yol, onun ümmetinden ol!
 
Sel sel kümelerle dol, onun ümmetinden ol!
 
Sen hiçliğe bakan yön, hep sıfır arka ve ön!
 
Dosdoğru Kâbe`ye dön, onun ümmetinden ol!