Kudüs’ten söz ediyoruz, Mescid-i Aksa’dan söz ediyoruz.

Hepimizin bildiği gibi Siyonist işgali ve işlediği cinayetleri protesto etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Halkı Müslüman olan ülkelerin devletleri en fazla beyanatlarla kınıyorlar fakat İslâmî STK’lar bir adım daha ileri giderek etkinliklerle protesto ediyorlar, maddi destekte bulunuyorlar.

Görebildiğimiz kadarıyla gerek devletlerin kınamaları gerek halkların protestoları terör devletine geri adım attırmıyor. Bütün dünyanın gözü önünde işgal adım adım genişleyip sürüyor.

Terör devletini çevreleyen ve bundan dolayı işgale karşı öncelikle bir şeyler yapması beklenen Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye’nin içler acısı durumu ortada, doğrudan sınırı olmayanlar da aynı çaresizlik içindeler.

Geriye iki şey kalıyor, birincisi Filistinli Müslümanların fiili direnişleri. Söz konusu direnişlerle bir karış toprak parçası geri alınamıyor ve durmadan can kaybı veriliyor olsa da unutmayalım ki Kudüs bu direnişle kurtulacaktır. Allah korusun bu direnişin bittiği an her şey bitmiş olacaktır. Daha da kötüsü terör devleti ajandasındaki yeni işgallere yönelecektir.

İkincisi ise Filistin dışındaki Müslümanların protesto gösterileridir.  

Bu arada “Kahrolsun İsrail demekle İsrail kahrolmuyor” diyerek etkinliklere dudak büken, küçümseyen ve tepeden bakanlarımız var.

Ama unutmayalım ki bu etkinlikler bittiği an İslam dünyası Siyonist işgali resmen kabullenmiş demektir. Müslümanlar sözle de olsa katile “katil!” diye haykırmaya, eşkıyaya “eşkıya!” diye bağırmaya ve bunu aralıksız duyurmaya devam edeceklerdir. Emperyalizme karşı direnişin başlangıç noktaları bu etkinlikler olacaktır. Daha sonra neler yapılması gerektiğini bu etkinlikler belirleyecektir. Elbette sadece protestolarla yetinilmemeli, atılması gereken daha etkin adımlar varsa atılmalıdır

Siyonist çeteyi protestolar güçlendikçe Müslümanlar önce kendi ülke yöneticileri üzerinde yaptırım gücü elde edecekler, devletlerini buna zorlayacaklardır.

 Siyonist terör çetesi kanserli bir tümördür, başta İslam âlemi olmak üzere dünyanın kalbine saplanmış paslı bir hançerdir.

O halde bırakın bunun böyle olduğunu dünyaya haykıralım.

 

Özgür Kudüs’e kavuşma ümidiyle cumanız mübarek olsun.