Evet, öyledir, ölenleri geri getrime gücüne sahip değiliz ama onun dışında istersek çok şeyi geri getirme şansına sahibiz. Bunu söylerken devletin yapacaklarını ayrı tutuyor ve bireylerin yapabileceklerini söz konusu etmek istiyorum.

 

Unutulmasın, bir insanın yaşayabileceği mutlulukların başında ona; “yalnız değilmişim” duygusunu yaşatabilmek gelir. Bu herkes için geçerli olduğu gibi özellikle zorda kalmışlar için daha önemlidir.

Bir insan yalnız olmadığını görüp anladığı zaman o kişi için her şey yeniden başlar. Eğer bir de bu kişi o ana kadar kendisini hep yalnız hisseden biriyse…

İnsan normal zamanlarda bile yalnız olup olmadığını, acı ve sıkıntılı bir durumda kimlerin kendisinin yanında olabileceğini arada bir aklına getirir.

 “Elhamdülillah, böyle bir anımda beni düşünen, benimle ilgilenen, benim yanımda olan birileri varmış!” duygusunu yaşatmak bizim elimizdedir.

Eğer bu mutluluğu onlara yaşatabilirsek, inanınız kaybettiği yakınlarından dolayı içinde boğulduğu buhrandan da kurtulur. Bu onları unutacağı için değil, hayatın gerçeğinin böyle olduğunu anladığı için olacaktır.

Bizim yarışımız işte bundan dolayı asıl şimdi başlıyor. Depremin mağdur ettiği milyonlarca insanımız şu andan itibaren neredeyse ülkenin dört bir yanına dağılmış, hepimizin yakınındalar. Onlardan bir kısmıyla bağlantı kurmak, dost ve kardeş edinmek onları hayata bağlayacak, yarınlara adım atmalarını sağlayacaktır.

Siz onların depremden sonraki yeni akrabaları, yeni dostları, hem de unutulmaz dostları olacaksınız.

Bu arada onlar kadar, belki onlardan daha çok bizim hayatımız değişecek, dünyaya bakışımız değişecek. Belki onların depremde kaybettiklerinin hatıraları bizlerle yaşayacak.

Sözü uzatmayalım, depremzedelere karşı yükümlülüğümüz asıl şimdi başlıyor. Bu yükümlülük sadece maddi yardımdan ibaret değil, onlarla mümkün olduğu kadar sağlam bağlar kurmakla olacaktır.

Eğer deprem mağduru bu kardeşlerimizi sadece devlete, hatta sadece yardım kuruluşlarımıza havale edersek bunun sonunun hiç de iyi olmayacağını düşünüyorum.

Unutmayalım, elinizi tutan sıcak bir el sizi nice bunalımlardan, nice uçurumlardan kurtarıyorsa, siz de birilerinin elini kavrayan o sıcak el olun.

 

Bu duygularla cumanız mübarek olsun diyorum!