Bu başlık altında iki üç yıl önce bir yazı yazmıştım, bu yıl kasım ayında Ebu Ubeyde b. Cerrah’ı (r.a) anlattığımız için konuyu bir daha dile getirmeyi gerekli gördüm.

İstisnasız hepimiz “innemelmü’müminûne ihvetün – şüphesiz müminler kardeştir, o halde kardeşlerinizin arasını ıslah ediniz, umulur ki böylece merhamet olunursun.” (Hucurat, 10) ayetini biliriz ve sohbetlerimizde çokça kullanırız.

Fakat bir şey dikkatimizden kaçar. Bilindiği üzere hemen önceki ayetlerde müminlerin kendi aralarında ihtilafa düşmelerinde hatta çatışmaya girmeleri halinde diğerlerine düşen görev dile getirilmekte, özellikle bu ayette de kavga eden, çatışan taraftarlara değil üçüncü şahıslara hitap edilmektedir. Çünkü gözlerini öfke bürüyen insanlara bir şey söylenmez.

Böyle durumlarda üçüncü şahısların veya kavganın dışında kalmış üçüncü bir gurubun devreye girmesi zorunludur.

Söz konusu bu üçüncü kişi veya gurubun kavgayı sonlandıracak bir etkiye ve kuvvete sahip olmasının yanında müminlerin hayrını ve iyiliğini isteyen, ayrılıktan kavgadan hoşlanmayan, üzüntü duyan bir yüreğe sahip olmaları gerekir.

Ümmetin Emini olmasının yanında Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a) işte böyle bir yüreğe sahipti.

Ebu Ubeyde (r.a) bu ümmetin yırtıklarını, söküklerini diken, açıklarını yamayan biriydi, tam da bir ıslahçıydı.

Bütün zamanlarda bu ümmetin en çok ihtiyaç duyduğu insan modeli de böyleleriydi.

Halife Hz. Ömer (r.a) arkadaşlarıyla oturmuş sohbet ediyordu, onlardan birine sordu;

“Allah katında duanız kabul olsaydı şu odanın ne ile dolmasını isterdiniz?”

“Altınla dolmasını isterdim” dedi. Ömer (r.a) ne yapardın, deyince; “Ümmetin bütün fakir fukara ve yoksullarına dağıtırdım” dedi. Diğer birine sordu, o kişi de “bu odanın mücevherlerle dolmasını isterdim, onunla İslam ordularını donatayım” dedi.

“Sen ne ile dolmasını isterdin ey Ömer?” dediler. Ömer (r.a); “Ben de bu odanın Ebu Ubeyde b. Cerrah, Huzeyfe ve Muaz ibn Cebellerle dolmasını isterdim” buyurdu.

Öyle ya, Ömer bu ümmetin her şeyini emanet edecek yöneticiler arıyor. Valiler arıyor, komutanlar arıyor.

Bugün bizim de bugün yana yakıla aradığımız bu değil mi?

Cumanız mübarek olsun.