Şöyle bir düşünün, piknik yaptığımız kıyıda yavrumuz gözlerimizin önünde boğuluyor, o suyun içinde çırpınıyor, gözlerimizin önünde batıp gidiyor, biz de kıyıda çırpınıp kendimizi parçalıyoruz.

Çoğumuz benzer tablolarla ya karşılaşmış veya en azından duyup dinlemişizdir. Allah başlara vermesin, tahammül edilecek bir durum değil.

Bugün bundan hiç de geri kalmayan başka çırpınışlara şahitlik ediyoruz;

“Hocam, ben bu kız çocuğuma hiç haram yedirmedim, İslami, Müslümanca yetişmesi için anne baba olarak elimizden geleni yaptık, ulaşamadığımız yerde kurslara gönderdik, İslam’ın temel bilgilerini öğrendi hatta hafızlığa bile başlayıp mesafe aldı. Ama birden bire her şeyi, ilmini ve ibadetini bıraktı, örtüsünü attı, şu anda evimizde adeta bir matem var...”

Zannedersem sizler de şahit oluyorsunuz böyle serzenişlere. Sadece kız çocukları değil erkek çocuklarımız için de benzer durumlar söz konusu.

Öncelikle bu konuda ebeveynin ne gibi hataları var oradan başlıyoruz bir şeyler yapmaya. Ama bakıyoruz mesele bazen evi aşıyor, bizim kapsam alanımızın dışına çıkıyor,  toplumun, devletin hatta ülke sınırlarını aşıyor.

Uzatmayalım, çaresiz kalıyoruz, doğrudan Allah Teala’ya götürüyoruz.

“Dua edelim, durmadan dua edin “ diyoruz. Aslında işin sonunda değil ta başında yavrularımızın hidayetini Allah‘dan beklemeliyiz.

“Hocam, onu da yapmıştık, ta baştan beri hayırlı bir evlat, güzel bir Müslüman olması için Rabbimize yalvarmıştık amma...”

Siz yine yakarmaya devam edin. Ümitsizliğe kapılmayın, eğer siz ona haram yedirmemişseniz ve elinizden geleni yapmışsanız Allah’ın izniyle onun dönüp dolaşıp geleceği yer İslam’dır.

İslam karşıtları bu gibi haberlere fazla sevinmesinler, Allah’ın izniyle “küllü şey’in yerciu ilâ aslihi” her şey aslına rücu eder.

Biz nice kardeşlerimizi biliyoruz ki hayatlarının bir döneminde böyle boşluklar olmuş; ama gelip geçmiş.

Bu arada İslam düşmanları da boşuna sevinmesinler, bizim yavrularımızdan kendilerine yâr olmaz.

Kısacası, duaya devam!