Bir zamanlar Hazreti Hacer hakkındaki duygularımı şöyle dile getirmiştim.
Bir ömür yolunu gözlediği kutlu yavrusunu, yavrusunun annesini oracıkta bırakmış, ardına bakmadan yürümüşse, bir daha hiç dönmemişse,
“Rabbim böyle istedi” demişse İbrahim... Artık ne demek düşer Hacer`e?
Tükeniverir birden sözler, herkes teslim olur İbrahim`in Rabbine…
Başlar öne eğilir, o fasıl orada kapanır, yeni bir sayfa açılır tarihe. Bir ümmet yeşersin şu çölün ortasından, insanlığa şahid olsun.
Siyahlara bürünmüş Ka`be`nin yanından, şu siyah cariyeden Bürüsün bütün ufukları, bürüsün bütün bir yeryüzünü diye...
Biliyor musun ey kutlu Hacer, ey siyah cariye? Senin koşuşturduğun o iki tepeye “İşte şunlar, şu iki tepe yeryüzündeki işaretlerimdir!” buyurdu Allah!
Kumlara karışan siyah topukların hakkı için Bir Safa, bir Merve çırpınıp duran yüreğin hakkı için koşsun yürüsün oralardan beşeriyet!
Önce İbrahim koşsun yürüsün senin izinden, İsmail yürüsün ve ardından gelenler yürüsün.
Ve sonra o Rasûl koşsun yürüsün! Ardından milyonlar, milyonlar koşsun yürüsün!
Seni yaşasın, sana bürünsün, o gün herkes bir Hacer olsun, bir siyah cariye olsun
Ve hep böyle sürsün gitsin, yerler ve gökler durdukça! Yirmi beş yıl sonra yeniden Safa ve Merve`de koşuşturuyoruz, bu ümmetin babaannesini anlamaya çalışıyoruz. Evet o bu ümmetin hem annesi hem de babaannesidir. Yeryüzünde tevhidin sembolü bir peygamberin eşi, bir peygamberin annesi, Rasûlullah Aleyhisselam`ın büyük babaannesi. Ne muhteşem bir şeref!
Onu biraz daha iyi anlamaya çalışıyoruz fakat bu şekilde olmaz. Her şeyden önce o bizim gibi pırıl pırıl mermerlerin üzerinde koşmamıştı. Sonra onun üzerinde cayır cayır yakan bir güneş vardı, bizim gibi serinletici klimaların altında değildi. Ve orta yerde, ıssız çölde susuzluktan ölme durumunda bir çocuk vardı.
İşte bu fotoğraf alemlerin Rabbinin Rahman sıfatını öyle bir galeyana getirmişti ki onu bu şekilde ebedileştirmişti.
Yani orta yerde öyle bir kadın duruyordu ki Allah`a teslimiyette ne kocasından ne de oğlundan asla geri kalmayan bir Hacer.
Bir kadın ancak bu kadar yüceltilebilir. Siyah bir kadın, köle bir kadın… Feministlere özellikle duyurulur.
Not: Canım Kardeşim, vardım aynen senin söylediğin gibi söyledim: Malatya`dan Deli Talip`in sana selamı var, sen onu bilirmişsin, o öyle söyledi.