Altılı masanın kurucusu olarak iktidar cenahının hedef tahtasında olmasını yazının sonuna bırakalım.

Öncelikle kendi cenahından Kılıçdaroğlu’nun başarısız olduğunu iddia eden önemli bir kesim var, bunlardan bir kısmı CHP’yi terk etmiş, ayrı ayrı parti kurmuş, bir kısmı köşesine çekilmiş, bir kısmı içeriden muhalefetini sürdürüyor.

Peki ne ile suçluyorlar Kılıçdaroğlu’nu? Efendim 14 seçim kaybetmiş, bir defa olsun iktidara gelememiş.

Bence Kılıçdaroğlu’na haksızlık ediliyor. Sanki Türkiye Amerika’ymış gibi, hani Amerika’da sırasıyla bir demokratlar bir cumhuriyetçiler iktidara gelir ya, hadi bilemediniz iki defa üst üste gelsinler. Türkiye çok partili döneme geçtikten sonra CHP bir defacık olsun tek başına iktidara gelebildi mi ki Kılıçdaroğlu’nu suçluyorsunuz? Hele Recep Tayyip Erdoğan karsısında tamamen eriyip gitmediğine, ayakta kaldığına, böylesine direniş gösterdiğine, hatta onu zorladığına şükredin siz.

Gelelim Kılıçdaroğlu’nun akıllara durgunluk vermesi gereken asıl başarısına. Tarihte Dersim Katliamı yapmış, on binlerce insanı katletmiş bir CHP’nin başında bugün Dersimli Kılıçdaroğlu var.

Bunca Ulusalcı Beyaz Türk varken, bunca Beyaz CHP’li varken, burnundan kıl aldırmayan ve Atatürk’e asla şirk koşmayan bunca Kemalist dinozor varken Kemal Kılıçdaroğlu gibi Dersimli birisinin CHP genel başkanlığına mitil atması ve bunca yıldır hiç kimseye kaptırmaması başarı değil de nedir?

Tahmin edileceği üzere Kılıçdaroğlu Dersimli olarak CHP’de tek başına kendisi değildir. Bana sorarsanız Dersimlilerden önemli bir kesim adına Dersim Katliamının tazminatı olarak CHP’ye el koymuştur. Ne diyebiliriz kendi aralarında fifty fifty olmuşlarsa.

Daha bitmedi Kılıçdaroğlu’nun başarıları.

Sicil Defteri Kürt katliamı ve Kürtlere zulümle dolu olan ve bugün de Kürtler için zırnık kadar hayırlı bir işi olmayan CHP’nin genel başkanı olarak bugün Kürtlerden en çok yararlanan kişi Kılıçdaroğlu değilse kimdir söyleyin?

Hatay’dan başlayın, Adana, Mersin, Antalya’dan, İzmir’den İstanbul’a ve oradan Ankara’ya kadar gelin, elde edilen bütün bu belediyeler Kılıçdaroğlu’nun Kürt siyasetinden devşirdiği başarı değil de nedir?

Gelelim şu bizimkilerin yerden yere vurduğu, tepip yuvarladığı Kılıçdaroğlu’nun altılı masasına. Tabanları birbirine hiç benzemeyen beş lideri bir araya getirebilmek sizce bir başarı değil midir?

Soruyorum, bizi birbirimize bağlayan bunca çelik halatlarımız, Kıblemiz, Kitabımız varken ve hepsinden de önemlisi bunca ortak derdimiz varken, söyleyin Allah aşkına dindarların bu şekilde bir araya geldiği kaç masaları var?

Kaç defa şahit oldunuz birazcık farklı düşünen ilim adamlarımızın aynı masada samimi sohbetlerine?

Birbirimizi linç etmek için arşivlerden malzeme toplama gayretinden ne zaman vaz geçer, ne zaman başımızı kaldırıp birbirimizi görür ve tebessüm ederiz acaba?

Kibirlenmeyi, büyüklenmeyi her daim Müstekbir diye ezberlediğimiz uzaklardaki firavunlarda aramayı bırakıp Allah için ne zaman aynaya bakarak kendimizde görebileceğiz!