Evet, yanlış okumadınız, ben bir diktatör arzu ediyorum.

“Durun bakalım bu adam sözü nereye çevirecek, nasıl bir ironi yapacak” diye boşuna beklersiniz. Gerçekten ben bir diktatör istiyorum, bir diktatör arıyorum vesselam.

Hem de öyle eften püften değil, diktatör demişken tam bir diktatör olacak.

Evet, öyle bir diktatör olacak ki, ülkenin bütün valileri, kaymakamları, belediye başkanları onun sıcak nefesini her an enselerinde hissedecekler!

Devletin bünyesinde ne kadar genel müdür, ne kadar müdür varsa, benim bu diktatörümün adını duyduklarında bacakları birbirine dolaşacak.

Öyle bir diktatör olacak ki, Türkiye’deki büyük küçük bütün ihale komisyonları onun adını duyunca altına kaçıracaklar, her an yediklerini, içtiklerini ve bindiklerini gözden geçirecekler.

Devlete ait ne kadar Kamu Kuruluşu ve şirket varsa buraların Yönetim Kurulunda bulunan herkesin korkudan dizlerinin bağı çözülecek, tir tir titreyecekler.

Evet, öyle bir diktatör istiyorum ki, kendisine ülkenin Beytülmalinin teslim edildiği bütün görevlilerin her an onunla karşılaşma korkusundan dolayı uykuları kaçacak.

Halka yukarıdan bakan ne kadar devlet görevlisi varsa onun adını duyunca hepsinin beti benzi sararacak ve o anda insanımız karsısında uyuz bir kedi oluverecekler.

Ve saydığımız bütün bu yetkililer hem kendilerinin hem eşlerinin ve çoluk çocuğunun yediklerinden, bindiklerinden ve oturdukları yerlerden dolayı bu diktatör tarafından her an hesaba çekileceklerini asla unutmayacaklar.

Evet, sizi bilmem ama ben böyle bir diktatörü çok arzu ediyorum.

Fakat bu diktatörün garibanların yüreğinde uyuz bir kedinin, bir kuzunun, bir tavşanın korkusu kadar korkusu olmayacak. Ve bir de dürüst insanlar korkmayacak ondan.

Tam aksine, bizim diktatörün korkup çekindiği ve hesap vereceği tek makam bu garibanlar olacak.

Ve bir ilavede bulunayım; benim bu diktatörüm velev ki yanlış yapmış olsalar, velev ki kendisine düşmanlık yapıyor olsalar bile bir takım basit insanlarla asla uğraşmayacak!

Ne diyorsunuz, bulabilir miyim böyle bir diktatör?