Her ümmetin, her davanın her daim delileri olagelmiştir.

Delisi olmayan bir ümmetin yapısında, bünyesinde mutlaka bir eksiklik bir dengesizlik, hücre ve hormon sayılarında noksanlıklar var demektir.

Delisi olmayan camialar ve yapılanmalar yavandır ve bir anlamda dışarıdan gelecek hücumlara karşı dayanıksızdır,

Delilerimiz bazen yemeğimizdeki tuzdur bazen o yemeğe asıl lezzetini veren biberdir.

Bazen bunlardan da öte ümmet onları ön saflarda bulundurur.

Peygamber Aleyhisselam’ın dikkatlerden kaçan en önemli özelliklerinden birisi; ashabını dizayn ederken bu gibi değişik yapıda olanları en iyi şekilde değerlendirmiş, her birini nerede istihdam edeceğini çok iyi bilmiştir.

Ele avuca sığmayan heyecan ve aksiyon yüklü Ebu Basir’i “Sen bu halinle bize bela getirirsin” diyerek dışlamamış veya ümmet cephesinin gerilerine atarak pasifize etmemiş, onu en güzel bir noktada istihdam ederek ümmete çok şey kazandırmıştır.

Ebu Basir ashab-ı kiramın işte benim anlatmak istediğim delilerinden biridir. Hudeybiye sonrası gelişmelere damgasını vurmuştur, açar okursunuz hayatını.

Ve Ebu Zer’i de ashabın delilerindendi (Allah onlardan razı olsun)

Ama ashabın hepsi Ebu Zer olmamalıdır, Ebu Basir olmamalıdır ve zaten de olmamıştır.

Her dönemde ümmetin delileri olmalıdır derken de aynı şeyleri söylüyoruz; bir davanın bir camianın delileri olmalıdır ama hepsi deli olmamalıdır, delilerden oluşmamalıdır.

Sonra, bu delilerimiz tam yerinde istihdam edilmelidir, yanlış yerde istihdam faydadan çok zarar getirir. Mesela delilerimiz İslam’ın görünen yüzü olmamalı, ümmetin temsil edildiği noktalarda bulunmaları doğru değildir.

Düşmana karşı mutlaka yapılması gereken bazı şeyler vardır, söylenmesi gereken bazı sözler vardır ama bunları yapmak, bunları söylemek ümmeti temsil makamındakilere uygun düşmez, yakışmaz, işte o zaman delilerimiz devreye girerler.

Vefat yıl dönümünde rahmetle yâd ettiğimi Hasan Karakaya’yı ben hep ümmetin delilerinden biri olarak görmüşümdür.

Zaten Yeni Akit gazetemizde her zaman delilere  açık deli kadrolarımız olagelmiştir.

Hatta Yeni Akit bir bütün olarak bizzat kendisi bu görevi üstlenmiş durumdadır. İdrak ettiği 28. Yıl dönümünü tebrik ediyor, hayırlı hizmetler yürütmesini niyaz ediyoruz.