Şunu bir kenara kaydedin; Size Allah’ı hatırlatmayan hiç bir şeyde hayır yoktur.

Karşınızdakinden, birlikte olduklarınızdan duyduklarınız, dinledikleriniz ve görüp izledikleriniz size Allah’ı hatırlatmıyor, sizi Allah’a yaklaştırmıyorsa onda asla bir hayır yoktur ve derhal bırakın, oracıkta kesip bitirin.

Aynı şekilde sizin de insanlara Allah’ı hatırlatmayan hiç bir sözünüzde, yazınızda ve eyleminizde hayır yoktur, boş yere uzatıp durmayın.

Siz  istediğiniz kadar iyi şeyler söylediğinizi zannedin, güzel şeyler yazdığınızı, güzel şeyler yapıp ettiğinizi düşünün, eğer muhatabınıza Allah’ı hatırlatmıyorsa, Allah’ı sevdirmiyorsa, Allah’tan sakındırmıyorsa bütün bunlar koskoca bir hiçtir.

Hatta daha da kötüsü her biri yarın sizin karşınıza çıkacak aleyhinize birer delildir.

Bu çok ciddi bir ölçüdür, bundan daha sağlıklı bir değerlendirme yoktur; Allah’ı hatırlatmak.

Her akşam başımızı yastığa koyduğumuzda bu anlamda bir muhasebe yapalım; ben bugün birlikte olduğum insanlara ne kadar Allah’ı hatırlattım veya gafillerle birlikte ne kadar gaflete dalıp gittim? Hatta bu muhasebeyi akşam başımızı yastığa koyduğumuzda yaparsak iş işten geçmiş olur, en iyisi o anda uyanık olmaktır.

Efendimiz Aleyhisselam buyuruyor ki; “Bulunduğunuz meclislerin hakkını veriniz!” Sahabe, nedir bunlar ey Allah’ın Rasûlü diye sorduklarında;

“Çokça Allah’ı anmak, birbirinize doğru yolu göstermek ve gözleri kapatmak (bulunduğunuz o yerin ayıbını araştırmamak)” buyurdular.

Bu üç maddenin her biri üzerinde çok şeyler söylenebilir ama biz sadece Allah’ı hatırlatma meselesine dönelim.

Hangimiz istemez, kıyamet günü hesabımız görülürken birileri çıksın ve bizim  için desin ki;

“Allah’ım, ben gafletteydim, Seni unutmuştum, işte bu adam bana Seni hatırlattı, Seni sevdirip Sana ibadet etmeyi hatırlattı...”

Hangimiz istemez böylesi şahitleri?

O gün bütün konuştuklarımız, yazıp çizdiklerimiz önümüze yığılacak.

İşe yarar olarak sadece bu şekilde hayır konuştuklarımız bizi kurtaracak.

O halde, gaflet meclislerinden, lüzumsuz oturumlardan ya uzak duralım veya orasını değiştirelim, Allah’ı hatırlatalım.

Veya Allah’ın anıldığı, Allah’ın konuşulduğu yerleri arayıp bulalım. Çünkü Nebevi ölçüye göre oralar Cennet Bahçeleridir.