Adam cenaze evinde bir müddet oturduktan sonra kalkıp giderken babasını kaybeden gence döndü, bir daha baş sağlığı diledi, son cümle olarak da “Allah sizlere bu acıyı unutturmasın!” dedi.

Delikanlı bu son cümleden dolayı afalladı, hatta “amin” de diyemedi. Adam çıkıp gittikten sonra şaşkınlığı biraz daha arttı, acaba bu sözü düşmanca mı söylemişti, hiç böyle bir şey duymamıştı, bana yaklaştı;

“Hocam, bu adam ne demek istedi bana?” dedi.

“Allah size bu acınızı unutturacak başka bir acı vermesin demek istedi” deyince meseleyi anladı, sakinleşti, adam çıkıp gittikten nice sonra “amin” dedi.

Belki insanımızın bu şekildeki duasını çoğumuz biliyoruz. “Allah beterin beterinden esirgesin...” gibi benzer şekilleri var bu duanın.

Hem bireysel hayatımızda hem toplumsal hayatımızda karşılaştığımız her türlü bela ve musibetten sonra biz de unutmayalım. Özellikle şu günlerde nice aileden peş peşe çıkan cenazelere şahitlik ediyoruz.

Evet, Rabbim bizlere dayanma gücü versin, bu acıları unutturacak başka acılar vermesin!

Bir musibetle karşılaştığımızda zannediyoruz ki artık bizim için bundan daha acı bir şey olamaz, başımıza gelebilecek en büyük felaket buydu, işte bu da geldi...

Hiç öyle mi? Pandemi salgınıyla boğuşurken bu defa insanımız ekonomik bir belanın içinde buldu kendisini. Elbette biz her daim Rabbimizden afiyet isteriz. Fakat unutmayalım ki bu acıları unutturacak nice acıların bizi vurma ihtimali her an mevcuttur.

Nefesini ensemizde hissettiğimiz kuraklık,

Gündemimizden bir türlü düşüremediğimiz büyük bir deprem,

Her an dört bir yanımızdan patlak verebilecek bir savaş,

Söylemeye dilimizin varmadığı bir iç çatışma gibi felaketler...

Evet, şu anki acılarımızı unutturacak nice acıları tatma ihtimalimizi unutmadan “Allah bu acıyı unutturmasın!” duasını biz de unutmayalım.

Bunları söylerken hiç bir şey yapmadan söz konusu belaları kabullenmeyi önermiyoruz kimseye, elbette yapılacak ne varsa yapılacaktır, bunu söylemeye hiç gerek yoktur. Çünkü insanoğlu, hatta bütün canlılar kendilerini koruyacak, hayatlarını idame ettirecek şekilde formatlanarak bu dünyaya gönderilmişlerdir.

Sadece bilmediğimiz, unuttuğumuz bir şey vardır; filim geriye sarılmaz, o kadar.