Kendilerini kötülüklere kaptırıp gidenler birlikte yaşadıkları diğer insanların da kendileri gibi olmasını isterler.

Özellikle kötülükte belirli bir sınırı aşan, adı artık o kötülükle anılan insanlar çevrelerindeki kişilerin temiz kalmalarına, sicillerinin bozulmamış olmasına tahammül edemezler. Bir an evvel onların da kendi hırsızlık ve gasp çetesine, uyuşturucu gurubuna dahil olması için uğraş verirler.

Affedersiniz, zinakârlar, namusta sınır tanımayanlar yakın çevrelerinde olduğu halde bu hususta temiz kalanları kendileri gibi yapmadan rahat edemezler.

Olayı bu şekilde bireyler ve günahlar açısından ele alabileceğimiz gibi daha geniş toplumsal ve günahtan öte küfür noktasından da ele alabiliriz.

“Kendileri inkâr ettikleri gibi sizin de inkar etmenizi istediler, böylece onlarla eşit olasınız...” (4/89)

Küfür cephesinin bu karakteri hiç bir zaman değişmez, inançlı muhataplarının kendileri gibi olmasını bekleyip dururlar.

Aslında günahları veya küfürleriyle mutlu oldukları ve kendilerinin doğru yaptığına inandıkları için değil, sadece bataklıktaki bu yaşantılarına başkalarını da ortak etmek ve bununla teselli bulmak için yaparlar bunu.

Daha da önemlisi, çevrelerindeki bu insanların temizliği onları rahatsız eder, onların aynasında her an kendi çirkinliklerini izledikleri için huzursuz olurlar, böylesi bir aynayı bir an önce kırıp yok etmek isterler.

Halbuki bir Müslüman günaha batmış veya tam olarak küfürdeki birilerini İslam’a çağırırken gerçekten onların mutluluğu ve kurtuluşu için bunu yapar.

Konuyu biraz daha somutlaştırıp günümüze getirelim. İslami kimliğiyle tanınmış birileri İslam’ın ilkelerinden, olmazsa olmazlarından bir kısmını çiğnediğinde küfür cephesinin bayram ettiğini görüyoruz.

Tesettürlü bir bayan açıldığında sevinçten zıplıyorlar. Hele birazcık da tanınmış birisiye tamam artık, zil takıp oynarlar.

İslami kimliğe sahip olanlardan birisi yeter ki İslam’a yara açacak bir şey yapsın.

Eğer bir de küfrün değerlerini, sembollerini, küfrün temsilcilerini öven sözler etmeye başlamışsa seyredin manzarayı.

Kime söylüyorum bunları? Elbette Müslümanlara söylüyorum. Sözlerimizle, tavırlarımızla, iddialarımızla ve özellikle çıkışlarımızla kimlere bayram ettirdiğimize iyi dikkat edelim.

Unutmayalım ki küfür cephesi bizim günahlarımızı sever.

Hele bir de küfür cephesine bu şekilde bayram ettiren zavallılar bu arada müminleri üzüntüye boğduklarını da hiç unutmamalıdırlar.