Nedense Müslümanlar Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın son peygamber olmasını, Ona indirilen vahyin de son vahiy oluşunu bir imtiyaz, bir ayrıcalık olarak görmüşler ve diğer dinlerin mensuplarına karşı bunu her zaman bir övünç vesilesi yapmışlardır.

El haak doğrudur, O son peygamberdir, Ona indirilen Vahiy de son vahiydir, bunu tartışmaya hiç gerek görmeyiz bile. O günden sonra her ne kadar bir takım sahtekârlar peygamberlik iddiasında bulunmuş olsa da saman alevi kadar dahi parlayamadan sönüp gitmişlerdir.

Bunun altını çizdikten sonra biz baştaki sorumuza dönelim;

Son Peygamber’e (s.a.v) ümmet olmak bir ayrıcalık, bir övünç vesilesi midir?

İyi düşünürsek bu bir risktir, bu bir sorumluluk yüklenmektir, hem de çok büyük bir sorumluluk.

Mademki kıyamet gününe kadar bir daha peygamber gelmeyecek, O Peygamberin risaletini, Ona verilen Vahyi kıyamete kadar taşıma görevinin Onun ümmetine ait olması gerekir, nitekim de öyledir.

Bundan sonra Ona vahyolunan “kavlen sakiylen- ağır söz, Onun belini büken ağır yük, Onun saçlarını ağartan ayetler, emirler artık ümmetin üzerinde değil midir?

Hani mücrimlerin cehenneme atılışlarını tasvir eden ayetlerde zebanilerin “size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” sorusundaki uyarıcılar Peygamber’den (s.a.v) sonra biz değil miyiz?

Evet, bundan sonra artık bir peygamber gelmeyeceği için biz değil miyiz bütün insanlar üzerine Allah için adaleti ayakta tutacak Şahid Ümmet olma görevi verilen?

Nedense “Küntüm hayra ümmetin uhricet linnasi - Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz...” ayeti kerimesini okuruz ve övündükçe övünürüz. Halbuki devamını okuduğumuzda ağlamamız, en azından titrememiz gerektiğini görürüz. “Çünkü siz iyiliği emreder kötülüğü yasaklarsınız ve Allah’a iman edersiniz”, yani siz Muhammedsiz günlerin Muhammed’i olmakla yükümlüsünüz demektir.

“Peygamber Aleyhisselam son peygamberdir, artık kıyamete kadar başka bir peygamber gelmeyecek, biz de O Peygamberin ümmetiyiz” diyerek bunu bir imtiyaz ve övünç vesilesi görenlere bir üzücü haber daha verelim; evet, artık Ondan sonra bir peygamber gelmeyecek, ama Onunla birlikte artık Ebu Cehiller de son bulmuştur, Firavunlar da gelmeyecek, Nemrutlar ve her türlü tâğutlar da bitmiştir denilmiyor, yani onlar gelmeye devam edecek. Sizce bu ürkütücü bir gerçek değil midir?

Tevrat tahrif olduğuna göre, İncil tahrif olduğuna göre Son Vahyi, Son Risaleti kıyamete kadar omuzlarda taşıma ve bütün insanlığa ulaştırma sorumluluğu çocuklar gibi övünmeyi gerektirecek bir şey olabilir mi dersiniz?