“Hocam, ne olur bize dua edin, yarın sınavımız var” dedi kızlı erkekli genç bir gurup. Yine böyle sınav günleriydi, kitabevinin bir köşesinde oturuyordum, alış verişleri biten gençler geldiler ve bu şekilde dua istediler.

“Rabbim hakkınızda hayırlı ve güzel olanı versin” dedim. “Âmin” dediler ama anlaşılan tatmin olmamışlardı, somut bir şekilde yarınki sınavları kazanmaları için dua istediklerini söylediler. Ben yine hayırlısı ise olsun diye ısrar ettim. Sonra biraz ilerde tezgâhta duran büyük oğlumu göstererek, “bakın, neredeyse onuncu yılına giriyor, hâlâ fakülteyi bitiremedi, bu şekilde dua edecek olsam ona ederdim, ama biz hayrın nerede olduğunu bilmiyoruz” dedim.

Dün ve önceki gün sınava giren herkes için yine aynı duayı ediyoruz; Rabbim haklarında hayırlı ve güzel olan neyse onu versin!”

Aslında sınavların insanoğluna kazandırdığı bir şey var, hem de sınava henüz girmeden önce kazandırdığı bir şey; insanoğluna acziyetini bildirmektir.

Dikkat ediniz, bizi imtihana çekenler her zaman bizim üzerimizde birileridir, devlettir, şirketlerdir, kurumlardır, bize iş verecek olanlardır.. Ve biz onların karşısında, onların onaylayacağı şekilde bir şeyler olduğumuzu ispat etme durumundayız. Bu bir acziyettir. Hatta bu sınavların sonunda aldığımız diploma bile bizim acizliğimizin bir belgesidir. “Diploma her kapıyı açar” sözüne Amerikalı meşhur bir iş adamı; “Hayır, diploma her kapıyı açar sözü yanlıştır. Doğrusu; diploma sizi her kapıya götürür.”

Diplomanın ne olup olmadığı konusunda fazla bir şey söylemeyeceğim ama bilmek bir ayrıcalıktır, ilim erdemdir.

İnsanların birbirlerinin karşısındaki acizliklerini bir tarafa bırakalım, bunu elimizden geldiği kadar azaltmaya çalışalım. Ne kadar az insan karşısında acze düşersek o kadar iyidir.

Fakat Yaratıcımız karşısındaki acizliğimizi idrak etmek erdemlerin en büyüğüdür. Zaten sınavdan söz etmemizin asıl sebebi de budur.

Ve Âlemlerin Rabbidir bizi imtihan için, “hangimizin daha güzel amel işlediğini ortaya koymak için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk 2)

Ve Allah’ın bu sınavı devam etmektedir, bir insan nefes alıp veriyorsa unutmayalım ki o sınavdadır.

Kimimiz varlıkla deneniyoruz, kimimiz yoklukla.

Kimimiz sağlığımızla kimimiz hastalığımızla deneniyoruz

Kimimiz kocalarıyla, kimimiz hanımlarıyla ve hepimiz çocuklarımızla deneniyoruz.

Yani, sadece salondaki öğrenciler değil, okulun bahçesinde heyecanla bekleşen, durmadan dudakları kıpırdayan, ellerinde Yasin cüzleri olan bütün anne babalar da bir sınavdadır. Hem de onların bu konudaki sınavları; çocuklarını yanlış yönlendirip yönlendirmedikleri konusundadır.

Evet, sınav bitmemiştir arkadaşlar, sınav devam etmektedir.

Fakat her an düdük çalabilir ve “Sınav bitmiştir bırakın kâğıdı kalemi!” denilebilir.