İsrail, yaptığı bütün saldırıları, işlediği bütün cinayetleri ve gerçekleştirdiği bütün katliamları bu bahaneler üzerine bina ediyor. Başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere emperyalist dünya da bu bahaneleri kabullenmiş gözüküyor, her saldırı sonunda İsrail`le birlikte onlar da hep bir ağızdan tekrar ediyorlar: “İsrail`in kendisini savunma hakkı vardır”
Ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz fakat kuduz İsrail şimdilik ateşkes ilanını kabul etmiş görünüyor. Siyonist başbakan, en ufak bir ihlal durumunda çok daha büyük saldırılar yapacaklarını söyleyerek bu kapıyı açık bırakmıştır.
Dünyada hiçbir ülkenin İsrail gibi bir güvenlik sorunu yoktur. Şu anda yeryüzünde öyle ülkeler ve devletler vardır ki, ciddi anlamda ne bir teknolojileri vardır, ne askeri güçleri vardır ve ne de ciddi bir nüfusları vardır. Böyleyken onların hiçbir güvenlik sorunları, özellikle bir gün yıkılma, yok olup gitme, yurtlarını tamamen kaybetme sendromları yoktur, geceleri gözlerini yumarak rahat rahat uyuyorlar.
İsrail dünyanın en büyük silah üreticisi ve ürettiği silahların ticaretini yapan bir ülkedir. Yüzölçümü ve nüfusunun küçüklüğüyle kıyaslanamayacak bir savaş sanayine sahiptir.
Bilindiği üzere Türkiye`nin tanklarının yenilenmesini, uçaklarının periyodik bakımlarını yapıyordu.
Ve her şeyden önemlisi, Orta Doğuda sadece İsrail sayısız nükleer başlıklara sahiptir.
Sadece silah sanayinde değil, teknolojinin, hatta tarımın her dalında zirve yapmış durumdadır.
Bütün bunlar bir yana, süper güç ABD tarafından her konuda net bir şekilde desteklenmekte, kendileri için stratejik bir ortak olduğu deklare edilmektedir. ABD kadar olmasa da emperyalist Avrupa ülkeleri de her zaman İsrail`in yanında oldukları belirtmektedirler.
Binlerce kilometre ötedeki ülkelere hiçbir engelle karşılaşmadan operasyonlar düzenleyebiliyor, binlerce kilometre uzaklıktaki ülkelere operasyon ve savaş tehditlerinde bulunabiliyor.
Yani, bir ülke, bir devlet bu dünyada ancak bu kadar güçlü olabilir. Var mı bundan ötesi?
Bütün bunlara rağmen İsrail bir türlü uyuyamıyor, geceleri gözlerini rahatlıkla yumamıyor.
Bir evi zoraki gasp etmiş, ev halkından bazılarını öldürmüş, bazılarını dışarı atmış, dışarı attıklarına da her gün saldırıda bulunan bir katil ve gasıbın gözüne uyku nasıl girebilir ki?
Sahibini öldürüp gasp ettiği otomobille şehir turu atan birisini düşünün… “Ha şimdi yakalanacağım, ha şimdi yakalanacağım” korkusu, İsrail`in yaşadığı korkunun ta kendisidir.
Korktukça saldırıyor, saldırdıkça korkuyor ve bu şekilde devam edip gidiyor.
Fakat o, bu korkunun adını değiştirmiş, “İsrail`in güvenliği, İsrail`in kendini savunma hakkı” koymuştur.
Fakat buna kendisi de inanmıyor, inansaydı eğer yaptıklarından dolayı çok rahat olurdu.
Milyonlarca insanı yurtlarından kovarak başka yerlere sürgün eden İsrail`in elbette bir güvenlik sorunu olacaktır.
Başkalarının topraklarını gasp ederek üzerine devlet kuran bir İsrail elbette her an panik ve tedirginlik yaşayacaktır.
Çocukları hunharca katleden bir İsrail asla rahat rahat uyuyamayacaktır!
Başkalarının topraklarını gasp ederek üzerine devlet kuran bir İsrail elbette her an panik ve tedirginlik yaşayacaktır.
Çocukları hunharca katleden bir İsrail asla rahat rahat uyuyamayacaktır!
Kadınları ve ihtiyarları katleden bir İsrail rahatça gözlerini yumamayacaktır!
Daha önce parmağında oynattığı halkı Müslüman olan ülkelerin kukla yöneticilerini bir bir kaybeden İsrail, elbette sabahlara kadar gözü açık kalacaktır.
Yaşanmakta olan baharla birlikte şuurlu Müslümanların her yerde yönetime el koymalarıyla birlikte İsrail`in işi bundan sonra hiç mi hiç kolay olmayacaktır.