“Sanık Fransa! Ayağa kalk!
Gereği düşünülmüştür, alınan kararı açıklıyoruz: Yüz yıldan fazla bir zaman boyunca Cezayir’i işgal altında tutmak bu esnada bir milyondan fazla Cezayirliyi uçaklardan denize atmak dahil daha nice değişik şekillerde hunharca katletmek, bu müddet zarfında Cezayir halkını baskı ve zulüm altında tutmak, inançlarını yaşamalarına müsaade etmemek, onlara Fransız dilini ve kültürünü dayatmak ve daha bir çok suçtan dolayı Fransa’nın Cezayir’e verilmesine hükmedilmiştir!”
Tazminat olarak Fransa her şeyiyle Cezayir’e verilmelidir. Cezayir de kendisine verilen Fransa üzerinde istediği tasarrufta bulunmalıdır.
Ne diyorsunuz, yine hiç olmayacak şeyler mi söylüyorum? Kıyametten önce bu dünyada böyle bir mahkeme kurulmaz mı diyorsunuz? Hem sadece sözde ve sembolik bir mahkeme değil verdiği hükmü uygulayabilecek bir mahkemenin kurulması hayal mi diyorsunuz? Fakat hayali bile güzel öyle değil mi?
Hatta bu karar açıklandığında duruşmada bulunanlardan bir kısmının, yani diğer Afrika ülkelerinin ayağa kalkıp bu karara itiraz ettiklerini gözünüzün önüne getirin;
“Fransa’nın tamamen Cezayir’e verilmesi de ne demek oluyor? Bizim hakkımız ne olacak?” diye bu kararı kabullenmediklerini, Fransa’nın bir parçasının da kendilerine verilmesi için seslerini yükselttiklerini bir düşünün.
Fransa’nın günahı ve canavarlığının boyutları öylesine büyüktür ki, inanın yaşadığı ülkenin tamamını Cezayir, Mali ve diğer kurbanlarına verse gâvurluğunun karşılığını ödeyemez.
Ve bu gâvurluğuna hâlâ devam ediyor. Bakmayın Afrika’daki bir takım ülkelerden askerlerini çektiğine. Ciğerlerine kadar sömürüsü devam etmektedir. Bu ülkelerin bütün zenginliklerinin Fransa’ya akışında hiç bir aksama yoktur.
Düşünebiliyor musunuz, 54 Afrika ülkesinden 27 tanesinin resmi dili Fransızcadır.
Peki, benim canlandırdığım böyle bir mahkemenin bu dünyada kurulması tamamen mi hayal?
Hem Fransa’yı Cezayir ve diğer Afrika ülkelerine verdiğimizde Fransızlar ne yapacak, nereye gidecek?
Biliyor musunuz, 2. Dünya Savaşından bu yana bütün bir Almanya Yahudilere soykırım tazminatı ödeyip duruyorlar.
Demek istediğim odur ki, haydi bırakalım Fransızlar Fransa’da kalmaya devam etsinler. Fakat borçlarını bitirinceye kadar artık hep Cezayir için çalışsınlar, Mali için çalışsınlar, diğer Afrika ülkeleri için çalışsınlar.
Ahirete varmadan bu mahkemenin kurulacağına, bu hükmün verileceğine ve gereğinin yerine getirileceğine inananlardanım. Ben görürüm veya göremem, orasını bilemem.