Dikkat ediyorsanız herkes kendi tanrısının, kendi ilahının, kendi putunun adının en üstün olmasının, onlara ait sembollerin en yukarıda olmasının mücadelesini vermektedir. Ve bu mücadelenin günün gereklerine uyarlamasına da azami dikkati göstermektedirler.

Belki bazılarımız Müslümanlar olarak yegâne yükümlülüğümüzü anlatırken güncelleme kelimesini kullandığım için kızabilirler ama benim ifade acizliğime bağışlasınlar.

Evet, Müslümanlar olarak bizim en önemli görevimiz i’lây-ı kelimetullah yani Allah’ın adını yüceltmektir. Aslında Allah’ın Kelimesi, Allah’ın Davası ve ismi en yücedir, bizim görevimiz, bizim yanımızda, bizim hayatımızda en yüce olmasını sağlamaktır.

Yaşadığımız şu Zilhicce’nin ilk on günü Müslümanlar için bu anlamda çok önemlidir.

“Tekbir” bizim en güzel pratiğimizdir, ibadet hayatımızda dilimizden hiç düşürmeyiz. Bir de “zikir” vardır, Rabbimizin adını her vesile ile telaffuz edişimizdir.

Bir Müslüman olarak bireysel hayatımıza şöyle bir göz atalım.

Sabah uyandığımızda, sofraya oturduğumuzda, sofradan kalktığımızda, evimizden çıkarken, aracımıza binerken, işimize başlarken, her bir Müslümanla karşılaştığımızda, akşam evimize geldiğimizde ve yatağımıza girdiğimizde hep Allah’ın adını anarız, içinde O’nun adının geçtiği dualar okuruz. Hatta bütün bunları en ince detayına kadar anlatan dua kitaplarımız vardır.

Fakaaat... Devlet olarak en önemli oturumlarımızı, en üst genel kurullarımızı, haftamızın açılışını, kapanışını, okullarımızın başlamasını bitmesini, daha da önemlisi; hangi ilke ve kurallara uyarak faaliyette bulunacağımızı Allah adına değil de başka birinin adına yapıyorsak...

Söyleyin, Allah (c.c.) buna ne der sizce? Üstelik bir ülkeyi idare eden bütün yöneticiler, hem de en üst yöneticiler böyle yapıyor, böyle yapmak zorunda bırakılıyorsa, bu hal ne haldir?

İşte bu yüzden diyorum ki, şu zikir anlayışımızı, tekbirlerimizi ve i’lây-ı kelimetullah anlayışımızı bir güncellesek.

Eğer sabah evden çıkarken, aracımıza binerken veya diğer zamanlarda bir telaştan veya çalan bir telefondan veya unutarak Rabbimizin adını anmazsak eğer, korkmayın O bize gazap etmez, cezalandırmaz.

Fakat söyleyin; Allah’tan başka birisinin önünde kıyam etmeye, O’nun adına bir şeye başlamaya, kısacası Allah’tan başkasının adının yüceltilmesine acaba Rabbimiz ne demektedir.

Bunun için diyorum ki zikrimizi güncelleyelim tekbirlerimizi güncelleyelim.

Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilişini bir nebzecik de olsa güncelleme olarak görüyorum. Elbette bu şekildeki güncellemelerimizin bir bedeli de olacaktır.