Yıllar önce şahit olduğum bir soba zehirlenmesinde evin kedisi kapı civarında dışarıdan oksijen alabileceği bir nokta bulmuş, ağzını oraya dayamış ve baygın halde bulunmuştu.
Bilmem hiç dikkatinizi çeker mi, bazen bir asfaltın ortasında, bir betonun en ufak bir çatlağında yemyeşil bir bitki, bir ot hatta bir fidancık büyümüştür.
Aynı şekilde yalçın kayaları delip çıkan bitkiler, çiçekler bize bir şeyler söylüyor olmalı. Gelin biz buna kendi tabirimizle en ufak bir fırsatı ve imkanı değerlendirme diyelim.
İnsanlar olarak yaşadığımız şu zor günleri birazcık buna benzetebiliriz. Hayatı idame ettirebilmek için bütün imkanları değerlendirme meselesi diyelim. Hatta daha önce aklımızda olmayan yeni imkanlar, yeni çıkış yolları diyelim.
Siz buna bir de Müslümanlar olarak bakmamız gereken açıyı ekleyin; “Kim Allah’tan korkar (ve bundan dolayı bir haramı terk ederse) Allah ona bir çıkış açar, hiç beklemediği yerden rızıklandırır, kim bu noktada Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter, Allah şüphesiz dediğini yerine getirir...” (Talak/2)
Aklı başında bir Müslüman bütün durumları kendi lehine dönüştürebilen kişidir. Fırsatçıdır. Gerçi bugün bu kelimeye olumsuz anlam yüklenmiş ama güzel bir ifade biçimidir.
Göreceksiniz şu koronalı günlerin sonunda önümüzde yeni yeni kapıların açılmış olduğunun farkına varacağız. Şimdiden bu kapıları bulup aralayanları duyuyoruz.
Elbette birer hayat sahibi olduğu için sadece iman edenler değil bütün insanlar söz konusu imkanları bulup kullanacaklar. Şirketler, devletler şimdiden kendi yollarını çizmişlerdir bile.
Fakat Müslümanlar olarak bizlerin çok daha güzel değerlendireceğimiz kanaatindeyim. Öyle ya, ölümün kapısından dönen birileri daha ayrıcalıklı olmalı değil mi?
Dünyaya bakışımız, eksiklerimizi tedarik etme yolumuz, bir takım erdemler kazanarak etrafımızla olan ilişkilerimizde somut değişiklikler olmalı değil mi?
Mesela en azından gerçek anlamda olmazsa olmazlarımızın listesinde bir değişiklik yapmalı değil miyiz? Gemimiz batmakla karşı karşıya olduğu bir demde atılması gerekenler ve bulundurulması gerekenleri bir daha gözden geçirmeli değil miyiz?
Boşuna mı böyle bir sınavdan geçiyoruz?
Yıllar önce şahit olduğum bir soba zehirlenmesinde evin kedisi kapı civarında dışarıdan oksijen alabileceği bir nokta bulmuş, ağzını oraya dayamış ve baygın halde bulunmuştu.
Bilmem hiç dikkatinizi çeker mi, bazen bir asfaltın ortasında, bir betonun en ufak bir çatlağında yemyeşil bir bitki, bir ot hatta bir fidancık büyümüştür.
Aynı şekilde yalçın kayaları delip çıkan bitkiler, çiçekler bize bir şeyler söylüyor olmalı. Gelin biz buna kendi tabirimizle en ufak bir fırsatı ve imkanı değerlendirme diyelim.
İnsanlar olarak yaşadığımız şu zor günleri birazcık buna benzetebiliriz. Hayatı idame ettirebilmek için bütün imkanları değerlendirme meselesi diyelim. Hatta daha önce aklımızda olmayan yeni imkanlar, yeni çıkış yolları diyelim.
Siz buna bir de Müslümanlar olarak bakmamız gereken açıyı ekleyin; “Kim Allah’tan korkar (ve bundan dolayı bir haramı terk ederse) Allah ona bir çıkış açar, hiç beklemediği yerden rızıklandırır, kim bu noktada Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter, Allah şüphesiz dediğini yerine getirir...” (Talak/2)
Aklı başında bir Müslüman bütün durumları kendi lehine dönüştürebilen kişidir. Fırsatçıdır. Gerçi bugün bu kelimeye olumsuz anlam yüklenmiş ama güzel bir ifade biçimidir.
Göreceksiniz şu koronalı günlerin sonunda önümüzde yeni yeni kapıların açılmış olduğunun farkına varacağız. Şimdiden bu kapıları bulup aralayanları duyuyoruz.
Elbette birer hayat sahibi olduğu için sadece iman edenler değil bütün insanlar söz konusu imkanları bulup kullanacaklar. Şirketler, devletler şimdiden kendi yollarını çizmişlerdir bile.
Fakat Müslümanlar olarak bizlerin çok daha güzel değerlendireceğimiz kanaatindeyim. Öyle ya, ölümün kapısından dönen birileri daha ayrıcalıklı olmalı değil mi?
Dünyaya bakışımız, eksiklerimizi tedarik etme yolumuz, bir takım erdemler kazanarak etrafımızla olan ilişkilerimizde somut değişiklikler olmalı değil mi?
Mesela en azından gerçek anlamda olmazsa olmazlarımızın listesinde bir değişiklik yapmalı değil miyiz? Gemimiz batmakla karşı karşıya olduğu bir demde atılması gerekenler ve bulundurulması gerekenleri bir daha gözden geçirmeli değil miyiz?
Boşuna mı böyle bir sınavdan geçtik, geçiyoruz?