İnsanlar nedense ölümün kendisi üzerinde daha çok yoğunlaşıyor, hatta sorularından anlıyoruz, nice Müslüman ölümün keyfiyeti üzerine kafa yoruyor, zor ölüm nasıl olur, kolay ölüm nasıl olur, bunları en büyük dert ediniyor, kolay bir şekilde ölmenin yollarını arıyor. Elbette ölüm anını, can vermeyi basit görmüyoruz.
Tamam, Allah Teala da kolay ve zor ölümü bazı ayetlerde dile getiriyor; “melekler kâfirlerin canlarını alırken onları bir görseydiniz...” (8/50, 47/27, 41/30)
Fakat can vermeden çok daha büyük felaket olarak Rabbimiz; “Bir gün Allah ile karşılaşacaklarına inanmayanlar, ummayanlar, bunu beklemeyenler, uzak görenler...” konusunu dile getiriyor, asıl mesele olarak bu konuda bizi uyarmaktadır.
Öyle ya, ölümü inkâr eden kim var? Hepimizin gözleri önünde cereyan ediyor, ellerimizle uğurluyoruz ölenleri. Böyle olunca “ölüm var, öleceğiz” diye insanları uyarmak bir anlamda gereksizdir. Zor veya kolay, mutlaka öleceğimizi biliyoruz.
Peki, önemli olan nedir? Önemli olan bir gün mutlaka Allah ile karşılaşacağımıza, O’nun huzuruna varacağımıza, dönüşümüzün mutlaka Allah’a olacağına inanmaktır. İnanmaktan da öte bu gerçeği unutmamaktır.
İşte en büyük hüsran zor bir şekilde can vermek değil, O’na döneceğimize inanmamaktır.
“Rablerinin huzuruna getirilirken sen bir görsen onları! Allah; nasıl, (böyle bir buluşma) hak değil miymiş, dediğinde; Rabbimize andolsun hakmış diyecekler. O halde tadın azabı denilecek. Andolsun ki Allah ile kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır...” (6/30,31)
“Şüphesiz ki bir gün bizimle buluşacaklarını ummayanlar, dünya hayatından razı olup onunla tatmin olup ayetlerimizden gafil olanlar var ya yaptıklarının karşılığı olarak onların varacakları yer cehennemdir.” (10/7,8)
İlginç değil midir, Kur’an’da Rabbimiz en çok bu gerçek üzerine yemin eder. İman bundan ibarettir desek yanlış olmaz.
Peygamber Aleyhisselam bir şey emrederken veya yasaklarken önce bu gerçeği dile getirir “Kim Allah’a ve ahirete iman ediyorsa...” diye başlar sonra söyleyeceğini söyler, mesela; “misafirine ikram etsin, komşusuna eziyet etmesin, ya hayır söylesin ya sussun...”
Korona dolayısıyla ölümü gündemimize aldığımız, koronadan ölenlerin nasıl bir ölümle öldüğünü konuştuğumuz şu günlerde asıl düşünmemiz gereken şeyin Allah’ın huzuruna varacağımız gerçeği olmalı değil mi?