Dışarılarımız yani cadde ve sokaklarımız genel olarak iyi durumda. Bakmayın bazı istisnai görüntülere, o kadarcık olur. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmemesine rağmen insanımız bu konuda güzel bir imtihan veriyor.

Söylediğimiz o istisnaları da medyamız bulup gözümüze dayıyor, bu kadarcık da olmasa medyamız aç kalacak.

Evet, dışarılarımız birazcık olsun dinleniyor, temizleniyor, hatta bir takım kötülüklerden geçici de olsa arınıyor. Şahsen ben öyle görüyorum.

“Dışarılarımız iyi de, şu içeri var ya...” derken evleri kast etmiyorum, kötülüklerin evlere taşındığını iddia etmiyorum. Tam aksine şu anda evlerin dışarılardan da çok güzel olduğunu düşünüyorum.

Hatta en kötülerimizin bile kötülüklerini evlerinde icra edemedikleri görüşündeyim. Çünkü evlerde bu anlamda bir keramet vardır: “Allah evlerinizi sizler için huzur ve sükûnet yeri yaptı...”(16/80) hem de herkes için.

Belki bugünler insanoğlunun en az günah işlediği günlerdir diyebiliriz. Üstelik bir de evlerde ne olup bittiğini bulup ortaya çıkarma görevimiz yoktur, bizler tecessüsten, ayıpları bulup ortaya çıkarmaktan men edilmiş bir ümmetiz.

Peki, “şu içeri var ya...” diye dertlenmemin sebebi ne?

Sanal dünyayı kastediyorum. Söylediğim gibi, dışarılarımız pırıl pırıl ama sanal dünyamıza bir göz atalım dediğimizde bataklıktan hiç bir farkının olmadığını görüyoruz. Siyasi anlamda da bataklık, sosyal ve ahlaki açıdan da çamurdan geçilmiyor.

Bu niçin böyle diye düşünüyorum da, acaba bir takım insanlar kötülüklerini evlerinde yapamadıkları için sanal dünyaya akıtarak mı tatmin oluyorlar diyorum.

O zaman bize düşen bir şey daha var. Nasıl ki huzur ve sükûnetin merkezi olan evlerimize çekilmişsek, zaruri haberlerin dışında sanal dünyadan da çekilelim ve huzurumuza huzur katalım.

Hem bir şey daha söyleyeyim, Allah bilir ama evlerimizde biraz fazla kalacak gibiyiz. Programlarımızı bir daha gözden geçirmeliyiz, bir kaç kitapla bu iş bitmeyecek, daha ciddi ve uzun soluklu okumalar düşünelim. İlim ve irfanla ilgili yaptığımız listelerin yanında hepimiz için olmasa da dünyevi üretim adına da neler yapabileceğimizi şöyle bir gözden geçirelim.