Diyarbakır’dan Filistin’e, Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya bir iman enerji hattı olduğu artık kabul edilmelidir, Türkiye bunun farkına varmalıdır.

Aslında sadece bu İman Enerji hattı sadece Diyarbakır – Kudüs arasında değil Diyarbakır – Mekke ve Medine arasında da kuruludur. Yani Hz. Muhammed Aleyhisselam ile Diyarbakır arasında yeryüzünün en güçlü İman Enerji hattı kuruludur. Diyarbakır bunu bütün dünyaya defalarca göstermiştir.

İman Enerji Hattı dedik ya, günümüz enerji hatları gibi tek taraflı değildir, çift taraflıdır; Diyarbakır Kudüs’ten, Mekke ve Medine’den hem iman alır hem de kendisi oralara iman ve cesaret pompalar.

Ülkeyi bir uçtan bir uca kat eden petrol ve doğalgaz boru hatlarının ne kadar hayati bir mesele olduğunu çok iyi bilen Türkiye insanı şunu da çok iyi bilmelidir ki İman Enerji Hattı’ndan daha önemli bir hat yoktur.

Küfür cephesi ne zaman hedefine Allah’ın Rasûlünü almışsa en muhteşem cevabı her zaman Diyarbakır vermiştir.

Selahaddin Eyyubi Diyarbakır için sadece bir nostalji ve övünçten ibaret değildir. Selahaddin’in torunları şarkın o sevgili sultanının yolunu bıraktığı yerden sürdürmeye kararlıdırlar. Hem de onun metodunu en ince noktasına kadar araştırarak milim milim izlemektedir. Onun için bu işin merkezine Peygamber Sevdasını yerleştirmişlerdir, çünkü o da öyle yapmıştı ve Peygamber Sevdası Selahaddin’e Kudüs’ü vermişti.

Bu demek oluyor ki Diyarbakır – Kudüs İman Enerji Hattı sadece coğrafya üzerinden değil aynı zamanda tarih üzerinden de kurulu bir hattır, tecrübelerin de enerjiye dönüşmesi söz konusudur. Zaten Kudüs baştan sona ibret ve tecrübelerle dolu değil midir?

Bu yüzdendir ki ne zaman Kudüs’e yönelik bir ihanet ve saldırı olsa ilk ayağa kalkan Diyarbakır olmaktadır. İsterseniz son on beş yılı geriye sararak takvim yapraklarına bir bakın.

Şu anda Kudüs için İstanbul Yeni Kapı ve Sakarya’da ayağa kalkan kardeşlerimizi de yürekten tebrik ediyoruz, Rabbim Kudüs için temennilerimizin en kısa zamanda gerçekleşmesini lütfeylesin.