Mutlaka bir boks maçı izlemişsinizdir? Boksörlerin maç öncesi hazırlıklarını fazla bilmeyiz ama maç esnasında, özellikle her raund arasında köşelerine çekildiklerinde rakiplerine karşı nasıl hararetle hazırlandıklarını iyi biliyoruz. Rakiplerinin nerelerine nasıl vurmaları gerektiğini, onlardan gelecek darbeleri nasıl savuşturacaklarını el kol hareketleriyle heyecanla anlattıklarını şöyle bir gözünüzün önüne getiriniz.

İşte bugünün firavunları ve ideolojileri kadını hayata böyle hazırlıyor. Hayata derken özellikle evleneceği erkeğe karşı böyle hazırlıyor.

Her şeyden önce evleneceği erkeği ona ringdeki rakibi olarak sunuyor ve artık hayatının onunla maç yapmakla geçeceğini kabul ettiriyor.

Kadının bundan sonraki bütün uğraşı, rakibinin neresine nasıl vuracağını, ondan gelecek darbeleri nasıl boşa çıkaracağını düşünmek ve tatbik etmektir.

Bu arada dillerinden düşürmedikleri bir de ilkeleri vardır: “Kadın kendi ayakları üzerinde durmalıdır...”

Sizi bilmem de işin bu noktasından sonra benim gözümün önüne şöyle bir sahne gelir. Ringde ciddi yumruklar yiyen, ayakta zor duran, hatta bir iki defa düşen bir boksörü zoraki ayağa kaldırmak, “mutlaka ayağa kalkmalısın, ayakta durmalısın...” telkininin yapılması.

İyice biliyorsunuz ki böyle bir durumda ayağa kalkan bir boksör kesinlikle devrilecek, nakavt olacaktır.

“Kadınlar kendi ayakları üzerinde durmalıdır” deniliyorsa, iyi biliniz ki o kadın nakavt olacaktır. Sadece kadın değil, zoraki ayağa kaldırılan herkes devrilmeye, nakavt olmaya mahkumdur.

Velev ki bunun zıddı olsun, yani ringe çıkan kadın değil de erkek nakavt olsun. İyi biliniz ki böyle bir durumda nakavt olan aslında yine kadındır, iyi düşünün böyle olduğunu göreceksiniz. Bir yuvada erkek nakavt olmuşsa o evde başta kadın olmak üzere herkes nakavt olacaktır.

Bazıları diyecek ki, kadının nakavt olmasını kabulleniyor musunuz, bunu bir kader olarak mı görüyorsunuz?

Biz, maçın mukadder sonucunu söylüyoruz. Bizim asıl görüşümüz şudur;

Biz her şeyden önce yuva kurmayı boks maçı olarak kabul etmiyoruz. Kadın ve erkeği asla bir birlerinin rakibi olarak görmüyoruz vesselam.