Kâğıt sektörünün içinde bulunduğu krizden haberiniz vardır. Bunun anlamı; kültüre indirilmiş büyük bir darbedir.
Yayınevleri bir bir kapanıyor veya faaliyetlerini tamamen askıya alıyor. Yani kitap basamıyor. Kendini zorlayıp bassa bile bu defa da maliyet yüksekliğinden satamıyor.
Yazılı basının can çekiştiğini herkes fark ediyor olmalı. 27 Kasım`da İstanbul Sancaktepe`de Türkiye`de yayınlanan İslami dergilerin yazarları ve yöneticileri bir araya geldik ve bir durum değerlendirmesi yaptık. Bu gidişle hiç bir derginin yayınını sürdürme imkanı yok. Destek almadan ayakta durma imkânları yok.
Basın ilan kurumu gazetelere verdiği desteği dergilere de vermelidir. Gerçi gazetelere destek verirken de anasından emdiği sütü burnundan getiriyor, o da ayrı bir konu.
Geriye bir tek gelir kaynağı kalıyor; reklam, özel sektörün reklamı. Özel sektörün reklamı diyoruz fakat resmiyetten daha da resmi olmuş. Alamıyorsunuz. İktidar müsaade etmeden, bir işaret gelmeden ne gazetenize, ne televizyonunuza bir tek reklam alamıyorsunuz.
Biz zannediyorduk ki medya olarak özel sektör özgürdür, istediği medya kuruluşuna firmasının reklamını verebilir. Hele bir teşebbüs edin görürsünüz neyin ne olduğunu.
Gelelim kitap fuarlarına. Belediyelerin bünyesindeki fuar alanlarında gerçekleşen bazı fuarlara katıldım. İslami yayın yapan nice yayınevini göremedim. Tanıdık bir kaç reyona uğradım, çaylarını içtim ve dertleştik. Sekiz on metrekarelik bir yer için yaklaşık on bin lira ödüyorlar. Böyle olunca da herkes katılamıyor.
İktidara ve özellikle belediyelere sesleniyoruz. Cezalandırıyor musunuz insanımızı, okumayın mı demek istiyorsunuz?
Lütfen kitap fuarlarına destek olunuz. Herkes katılabilsin ve belediyelere ödeyeceği miktarı okuyucuya indirim olarak yansıtsın. Yeter artık artistlere, şarkıcılara, faşinglere milletin parasını akıttığınız.
Allah aşkına şöyle dikkat edin, kitap fuarlarının ziyaretçileri çok ama hepsi de geldikleri gibi elleri boş geri dönüyorlar.
Lütfen bu konuda somut adımlar bekliyoruz.