Organize sanayi bölgesindeki bazı fabrikalardan bahsediyordu arkadaş, bir tespiti çok dikkatimi çekti. Sözü bir fabrikaya getirdi ve;

“Daha önce hiç görmeyen bir öğrenciyi bir genci on dakikalığına bu fabrikanın bir kapısından girdirip öteki kapısından çıkardığınızda artık o genç kesinlikle önceki genç değildir, bir kaç kitap okumaktan daha fazla etkilenmiş ve değişmiştir...” dedi.

Bir insan için bu dünyada katlanılması en zor durum, dar bir ufka sahip olmak, küçücük bir dünyaya kapanıp kalmaktır.

Müslümanlar olarak belki bugün başımıza gelenlerin büyük bir kısmı gerek din adına, gerek dünya adına dar bir mesafeye hapsolup kalmamızdır.

Büyük medeniyetlerin ortaya çıkmasında en büyük pay ufkunu genişletmesini bilen insanlara ait olmalı. Bu da kendi ufku ve aklıyla birlikte başkalarının ufkunu ve aklını da kullanabilenlerdir.

Göçler insanların ufuklarının çift yönlü gelişmesini sağlar. Göçen göçtüğü yerdeki insanları ve yaptıklarını görerek, oranın insanı da kendilerine göç edenlerin birikimlerini alarak ufuklarını genişletirler.

Ufku genişletmenin yollarından birisi de gidemediğimiz dünyanın insanlarını yani dışımızdakileri okuyarak yapmaktır.

Oturup kaldığı odasının dışında, bağ ve bahçeleriyle çevrili köyünün sınırlarının dışında hakikatin olamayacağına şartlanmış insanların ufukları işte o kadarcıktır.

Şu günlerde birilerini fazla dinliyorum, değişik iş yapanları, iş veya eğitim dolayısıyla dış ülkelere gidip gelenleri dinliyorum. Bazen eski bildiklerimi o anda silip atıyorum, düşünce ve tespitlerimi yeniden gözden geçiriyorum.

Siyasi gündemden sıkılmışsanız, olup bitenlerden dolayı moraliniz bozulmuşsa ufkunuzu genişletecek yollara başvurmanızı tavsiye ederim. Sadece mekan açısından değil zaman açısından da ufkunuzu genişletecek okumalar yapmanızı tavsiye ederim. Bugünümüze ait bildiklerimizi yenilemekle birlikte dünümüzü, hatta bütün bir insanlığın dününü genel hatlarıyla öğrenirsek yarına akan ufkumuzu da o kadar genişletmiş oluruz.

Bu arada farkında olmadan soğukkanlı ve sakin bir yapıya kavuşmuş oluruz.

Bir program yapın kendinize, bir şeylerin üretildiği bir fabrikayı gezin, bir şeylerin yetiştirildiği bir çiftliği gezin.

Veya fikirlerin, düşüncelerin üretildiği insan guruplarının arasına girin ve sessizce dinletin onları.

Yeter ki kendinizi hapsettiğiniz odanızdan, küçük dünyanızdan birazcık dışarı çıkın.