Her halde sizin oralarda da söylenir bu söz; baba kıtlık kaç gün sürecek diye sormuş çocuk, babası da; kırk gün oğlum demiş. Peki, kırk gün sonra bitecek mi deyince de; yok oğlum, kırk gün sonra alışacağız demiş.

Bu krizin artık bitmeyeceğini, önceki günlerimizin bir daha geri gelmeyeceğini ima ettiğimi düşünebilirsiniz. Varsın öyle anlaşılsın, kötü bir şey mi söylemiş oluyoruz? Böyle günlere alışmak iyi bir şey değil midir? Kıtlığa kırk günden sonra alışılacağını söylemenin arka planında çaresizlik, olup bitenleri kabullenmek var gibi ama iyi düşünüldüğünde bu sözün ardında insanın gücüne, dayanıklılığına, sabrına da vurgu yok mudur?

Belki insanoğlunun en güçlü tarafı da budur, yani uyumudur. Fiziki açıdan kendisinden çok çok güçlü canlıların bugün sadece isimleri ve fosilleri kalmışken kendisi her türlü zorluklara tahammül edegelmiştir.

Aslında Allah Teâla günümüz tabiriyle insanı dört çarpı dört yaratmıştır. Yani nice yokuşlara, nice akabelere tırmanacak, her şeye rağmen nice Kerbelaları hazmedebilecek çapta ve güçte yaratmıştır.

Bunları söylerken krizlere sebep olanlara ses çıkarmamayı, susup hesap sormamayı falan tavsiye etmiyoruz, işin o yönü apayrıdır.

Şu günlerde bir Umre hesabı yapıyoruz, arkadaşlarla da bir kıyaslama yaptığımızda ağzımız ayrık kalıyor. Mesela hiç olmazsa bir yıl şu zıkkım sigarayı bırakın, aha size bir umre parası. Ben böyle derken arkadaş bir cep telefonu gösterdi, üç kişinin umre parası olduğunu gördük. Bir de şöyle düşünün, o cep telefonu acaba kaç dönüm arazinin mahsulünün karşılığı?

Telefon ve sigara denilen zıkkımlar hepimizin gözünün önünde milyonlarca insanımızın yaşadığı ve yaşattığı acı gerçeklerdir. Bundan dolayı insan biraz Allah`tan korkmalı ve utanmalı değil mi?

Bu anlamda kıtlığa kırk gün tahammül edebilmek, daha sonra da tamamen alışmak güzel bir şey değil mi? Velev ki kırk günden sonra eski bolluk günlerimize kavuşsak bile sanki kıtlık ve kriz devam ediyormuş gibi artık hayatımızı bu şekilde sürdürmek büyük bir kazanç olmaz mı?

Varsın birileri yanlış anlasın, bu krizler bizim için vız gelir tırıs geçer. Yaşantımızdan bir kuruş kısacağımız bir maddemiz yoktur. Bir tek çayımız var, kusura bakmayın onun da bir tek bardağından taviz vermeyiz.