Tahran zirvesi her şeye rağmen zalimlerin zaferiyle sonuçlandı. Bir anlamda zalimler şimdilik cephelerdeki zaferlerine bir de masada zafer ilave ettiler.
Esed zaten muzaffer oğlu muzaffer değil miydi ki? Babası Hafız Esed`in zaferlerini(!) ne zaman unuttunuz? Sadece seksenli yılların başındaki Hama Humus zaferi (!) değil, iktidarı boyunca yüz binlerce düşmanı(!) katlettiğini, yüz binlercesini de yıllar yılı zindanlarda tuttuğunu ve oralardan kolay kolay kurtulanın olmadığını bilmeyenler bilsinler.
Yani karşınızda duran öyle sıradan biri değil, muzaffer kralın! oğlu muzaffer komutanın! ta kendisidir. Hem bu arada babasına bir fark atmış, sadece yüz binlerce düşmanını öldürmekle kalmamış, milyonlarcasını da dışarı kovmuş, milyonlarcasını da yurt içinde oradan oraya sürmüştür.
Fakat garip olan bir şey var ki bu bizim zalimlerin katlettiği ve sürdüğü milyonlara varanlar hep Müslümanlar. Golan`da topraklarını elinden alan siyonist kafirlere bir tek kurşun sıkamamış, bir tek siyonist kafiri öldürememiştir.
Şimdi de zaferini İdlib`le taçlandırma sevdasında. Tabii İdlib`deki düşmanları da aynen öncekiler gibi, hepsi de Müslüman, hepsi de mazlum.
Zalimlerin zaferlerinden bahsediyoruz ya, hepsi de birbirinin aynısı. Rusya da aynı, Amerika da aynı, Avrupa da aynı. Hep mazlumlara karşı zafer(!) dönemlerini yaşıyorlar. İşin acı olan yönü, hepsinin de bizim dönemimize denk gelmiş olması, bütün bunlara bizim şahitlik ediyor olmamızdır. Mazlumların zaferine bir defacık şahit olamamak ne acı bir şey.
Sadece yakın çevremizde değil, uzak diyarlardaki zalimler de zafer(!) yaşayıp duruyorlar. Gözümüz kulağımız mazlumların cephesinden gelecek bir tek zafer haberine hasret kalmış durumda.
Televizyonu açtığımızda ya Sisi`nin idam kararlarıyla karşılaşıyoruz, ya Gazze`den gelen şehadet haberleriyle, ya Yemen`den gelen çocuk katliam haberleriyle veya Myanmar gibi uzak diyarlardaki mazlumların katliamlarıyla karşılaşıyoruz.
Fakat biz yine de Rabbimizden yana asla umuduzu kesmedik, bir gün mazlum Müslümanların zafer haberlerinin gelmeye başlayacağından hiç mi hiç tereddüdümüz yoktur.
Hem bizler Müslümanlar olarak Esed gibi muzaffer! olmaktansa, mağlup sayılanlardan olmayı yeğleriz.