Bir çok defa dile getirmiştim, ufak bir hatıramı bir daha tekrar etmek istiyorum:

Gençlik dönemimizdi, yetmişli yıllarımızdı, bir Allah dostunu ziyarete gitmiştik, o esnada sert bir rüzgâr esiyordu.

Allah dostu yaşlı olmasına rağmen bizi bahçe kapısında karşılamıştı. Eve doğru ilerlerken kenardaki kümesin önünde durdu ve eliyle tavukları işaret etti. Fırtınadan dolayı hepsi bir araya toplanmış, birbirlerinin kanatlarının altına girmiş, sanki hepsi bir tek yumak gibiydi.

“Biraz evvel görecektiniz bunları, ibik ibik olmuşlar boğuşup duruyorlardı, hele şu horozlar birbirlerini kan içinde bırakmışlardı. Fırtına çıkınca döğüşü bıraktılar, gördüğünüz gibi kafalarını birbirlerinin kanatlarının altına soktular.” Bir kaç adım attıktan sonra durdu, bize döndü;

“Diyorum ki Müslümanlar olarak biz de hiç olmazsa böyle fırtına esnasında kavgayı bıraksak, bir birlerimizin kanadının altına sokuluversek...”

Allah dostu bize bunu söylerken henüz Afganistan işgal edilmemiş, Bosna sakindi. Yani dünya genelindeki büyük belalar kuşatmamıştı. Sadece Türkiye içindeki İslam aleyhtarı atmosferi kastediyordu.

İslam âleminin bugünkü belalarına şahid olsa acaba hangi misalleri verirdi.

Peki, hangi fırtınalar bizi bir araya getirdi, şöyle bir geçmişe dönelim.

Afganistan`ın Sovyetler tarafından işgalinde elhamdülillah yekvücut olmuştuk.

Bosna`nın başına gelen belada da ümmet olarak bir araya geldik sayılır.

Fakat daha sonraki Irak ve Suriye işgal ve katliamları bizi bir araya getirmedi. Bunların sebebi daha sonra elbette konuşulacak, yazılacaktır.

Gelelim Kudüs konusuna. Bu defa Suriye ve Irak`ın işgalindeki sessizliğe benzemeyecek inşaallah.

Görünen o ki, İslam Ümmeti bu fırtınayla birlikte bir birlerinin kanatlarının altına girecek gibi.

Türkiye`nin gösterdiği duyarlık takdire şayandır, keza en büyük gösterilerin yapıldığı Endenozya da takdir edilmelidir.

Fakat acı bir gerçektir ki Türkiye Filistin`e komşu olmadığı gibi Endenozya da çok uzaklarda.

Şunu demek istiyorum, gönül isterdi ki bu iki büyük ülkenin gösterdiği duyarlılığı Filistin`in komşuları olan Mısır ve Suriye gösterseydi, Lübnan ve Ürdün gösterebilseydi.

Demek istiyorum ki Kudüs`ün, Mescid-i Aksa`nın kurtuluşunu konuşurken önümüzde bir harita olsa çok daha isabetli tespitlerde bulunabiliriz.