Fazla değil yaşı kırkın üzerinde olanlar bilir, bu sözün aslı “Komünistler Moskova`ya” idi. Solculara, sosyalistlere, komünistlere karşı atılan sloganların başında gelirdi.

O günlerden bu günlere gelineceği hiç kimsenin aklından geçmezdi. Sovyetler Birliği`nin dağılışına kadar bu ülkenin resmi ve de milli düşmanı komünizmdi, onun temsilcisi Sovyetler ve Rusya idi.

Bizim Anadolu`da birisine sövüleceği zaman “komünist” demek, “moskof” demek yeterliydi.

Evet, hem resmi ve hem de milli düşmanımızdı. Rusya`ya ait hiç bir isme rastlayamazdınız.

Bunun yanında caddelerimizin iki yakasını dolduran iş yerlerimizin isimleri, üzerimizdeki giysiler, sırtımızdaki çantalar, ayakkabılarımız, kullandığımız kelimelerimiz hep Amerika`ya aitti. Gerçi bugün bunlardan vaz geçilmiş değil, Amerika ile bunca zıtlaşmaya rağmen vaz geçileceğini de zannetmiyorum.

Türkiye insanının Amerika düşmanlığı siyasi anlamda zirve yapmış olsa da hayat tarzı olarak Amerika rotasından kolay kolay ayrılacağını hiç zannetmiyorum.

Son nükleer anlaşma, S-400 füzeleri, Türkiye turizminde birinci sırayı alması, tarım  ve inşaat sektöründe gelinen bugünkü seviyeye baktığımızda Rusya ile olan geçmişteki soğukluğun, gerginliğin, düşmanlığın gerisinde Amerika`nın olduğunu herkes görebiliyor.

Çok değişti ve bu gidişle daha fazla değişecek.

Fakat bu ülkede değişmeyen bir şey var; İslam düşmanları, insanımızın düşmanları hiç değişmediler. Türkiye solu hiç değişmedi. Gönül isterdi ki Rusya`ya paralel olarak onlar da değişiverseydi.

Türkiye solunun ve sosyalistlerinin solculuklarının ve sosyalistliklerinin ne durumda olduğunu bilmiyorum. Fakat İslam düşmanlıklarında, Müslüman halka olan kin ve düşmanlıklarında hiç bir değişme yok. Bu zavallılara “Komünistler Moskova`ya” demiyoruz artık. Göndersek de gitmezler, Moskova sokaklarının Cuma ve bayram namazlarında taştığını görseler şaşırırlar.

Onun için biz de onlara “Komünistler Washington`a, komünistler Pensilvanya`ya”  diyoruz.

Washington, Pensilvanya, Türk solu ve Kürt solu... Her şeyleriyle öylesine örtüşüyorlar ki. Zaten bizim söylememize gerek yok, büyük bir kısmı soluğu orada almışlardır bile. Gitmeyenlerin gözü kulağı da oradan gelecek işarettedir.