Kendimizi bildik bileli doğu ve batı meselesi gündemimizden hiç düşmemiştir.

Fakat şu günlerde siyasetimizin ve sosyolojimizin adeta biricik meselesi olmuştur.

Aslında sadece bizim değil bütün bir dünyanın meselesi de bu.

Fakat bizim dışımızdakiler Doğu ve Batıdan birisini çoktan tercih etmiş ve taraf olarak saftaki yerini almıştır.

Amerika`nın Çin ile giriştiği çelik ağırlıklı ticaret savaşına daha tehlikeli bir cephe ilave edilmiş durumda; Rusya ve İngiltere`nin casusluk krizi.

Amerika`nın da katıldığı bu diplomasi savaşına başta İngiltere ve Almanya olmak üzere Avrupa`nın tamamına yakını ortak cephe oluşturmuş, sayısız Rus diplomatının sınır dışı edilmesine karar vermişlerdir.

Bu arada doğal olarak Rusya, Çin ve İran doğu cephesinde mevzilenmiş durumdalar.

Çoktandır devam eden Kuzey Kore meselesi de bu işin cabası.

Sizin anlayacağınız dünya belki tarihin hiç bir döneminde bu şekilde keskin bir Doğu-Batı cepheleşmesine şahit olmamıştır.

Son olarak Cumhurbaşkanının katıldığı Varna AB zirvesi de Doğu-Batı cepheleşmesinin devamı niteliğindedir.

Durum böyle olunca içerdeki siyasetin ve medyanın en önemli gündemi Türkiye`nin bu cepheleşmedeki yerinin neresi olacağıdır.

Aslında devlet siyaseti olarak Türkiye altmış yıl önceden Batıdan yana tercihini yapmıştır. Fakat hepimizin bildiği üzere Batının düşmanca tutumu dolayısıyla Türkiye bu tercihini en azından tartışmaya açmış durumda.

İşte bu mesele masaya yatırılmış olduğu için bu kadar konuşuluyor.

Peki, Müslümanlar olarak biz bunlardan birisini tercih etmeye mahkum muyuz? Veya bu meseleye ne kadar kayıtsız kalabiliriz.

Unutmayalım ki bizler Doğunun ve Batının Rabbine iman etmişizdir. Bizim Rabbimiz Maşrıkın ve Mağribin Rabbidir. Hatta doğuların ve Batıların Rabbidir. Dahası, iki doğunun ve iki batının Rabbi; Rabbül meşrikayni ve Rabbül mağribeyn.

Müslümanın ufku ve feraseti de bu şekilde geniş olmalı değil mi? İslam sadece doğunun veya sadece batının dini değildir. İslam bütün bir yeryüzünün dinidir.

Müslümanlar küçük düşünmemeli, küçük oynamamalıdır. Bu hem doğu blokuna hem batı blokuna göz kırpması aldatması değil, dünyaya Müslümanca bakabilme özelliğidir.

Müslümanlar Batının her bir noktasında var olduğu gibi Moskova`da da meydanları bayram ve cuma namazlarıyla doldurmaktadırlar.

Öte yandan dünyanın en kalabalık ülkeleri olan Çin ve Hindistan`da yüz milyonlarca Müslüman yaşamaktadır.

Evet, Rabbimiz doğuların ve batıların Rabbi olduğu gibi Müslümanlar olarak doğu da bizimdir batı da bizim.