Allah`ın adıyla

16 Nisan 2017 Pazar günü yapılan ve 18 maddelik anayasa değişikliğinin oylandığı referandum, % 51,4`lük evet oyu ile sonuçlandı.

Referandum ardından çok şey yazıldı, çizildi, sebep-sonuç ilişkisi üzerinden yorum ve değerlendirmeler yapıldı. Referandumun sayısal neticeleri üzerinden de çok ve çeşitli yorum ve değerlendirmeler yapıldı ki bunlar işin tabii neticesidir. Ben bu yazıda siyasi, sosyal ve hukuki neticeler ile beklentiler üzerinde duracağım.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki sözkonusu 18 maddelik değişiklik birçok açıdan önem arz etmekle birlikte Türkiye tarihi açısından da önemli bir dönüm noktası olmuştur. Aynı zamanda bu referandum; hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışında, mevcut anayasa ve vesayetlerin devamından yana olanlar ile karşı olanlar arasında siyasi bir mücadele halini aldı.

HÜDA PAR bu mücadelede tavrını değişimden yana koydu ve halka da bu yönde çağrıda bulundu. Referandum sonucuna baktığımızda, bu çağrının önemli oranda karşılık bulduğunu görürüz. Nitekim tabanının yoğun olduğu Kürdistan bölgesinde önemli oranda «Evet» oyları çıktı ve bu oyların, 16 Nisan referandumunun belirleyicisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Referandumu; siyasi, sosyal ve hukuki neticeler ile beklentiler üzerinden değerlendirdiğimizde şu çıkarımlarda bulunabiliriz.

1-HÜDA PAR, etkin ve dengeleri değiştiren bir aktör olduğunu göstermiş oldu.

2-Referandum, aynen turnusol kâğıdının baz ve asidi birbirinden ayırması gibi vesayetlerin devamından yana olanlar ile değişim isteyenleri birbirinden ayırmaya vesile oldu.

3-Referandum, halkın değişimden yana olduğunu ve değişim istediğini gösterdi.

4-Halk, şiddet, mağduriyet ve baskı istemediğini ortaya koydu. İçteki ve dıştaki tüm vesayetleri reddettiğini gözler önüne serdi. 

5-Referandum, halkın milliyetçi söylem ve eylemleri benimsemediğini gösterdi.

6-Referandum, ABD ve AB ülkelerinin gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasına ve maskelerinin düşmesine vesile oldu. ABD ve AB ülkelerinin dost olmadığını, olmayacağını, Türkiye`yi kendi kontrollerinde tutmak istediklerini ve bağımsız hareket etmesini hazmedemediklerini net olarak ortaya koydu.

7-Halk, Türkiye`nin AB`ye girmesinden yana olmadığını göstermiş oldu.

8-Referandum, kendini devletin sahibi ve milletin efendisi gören, dolayısıyla sistemin değişmesini kabul etmeyen kesimlerin sahip oldukları zihniyeti net bir şekilde gözler önüne serdi.

9-Referandum, statükocuların neticeyi hazmedemediklerini dolayısıyla halkın kararını tanımayacaklarını, ellerinden gelse her türlü yola başvurup engellemeye çalışacaklarını gösterdi. Değişimden yana olanların buna karşı dikkatli olmaları, provokasyonlara gelmemeleri ve sağduyulu hareket etmeleri gerekir. 

10-Hükümetin, yukarıda belirtilen hususları dikkate almakla birlikte her kesimi kucaklayıcı bir tavırla hareket etmesi, ortamı germeye ve çatışma zemini oluşturmaya çalışanlara fırsat vermemesi, toplumun inanç ve değerleri ile halkın ihtiyaç ve beklentilerini hesaba katarak değişime yoğunlaşması ve anayasanın tümden değiştirilmesiyle ilgili süreci başlatması gerekir.

HÜDA PAR, şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da halkın menfaati ve toplumun maslahatını hesaba katarak sorumluluk bilinciyle hareket edecek ve üzerine düşeni yapmaya çalışacaktır. İçinden geçtiğimiz bu tarihi süreçte ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, gerginlik oluşturacak, çatışmaya zemin hazırlayacak söylem ve tavırlar içine girmeyecek, gücü ve imkânları nispetinde buna fırsat vermemeye çalışacaktır. Bundan sonra yapılması gereken işlere yoğunlaşacak ve takipçisi olacaktır.

Allah`a emanet olun.