Terör şebekesi İsrail, BM'den çıkan kararları hiçe sayacak adımlarını hızlandırdı. Başta İslam ümmeti olmak üzere uluslararası toplum, alınan bu kararın arkasında durmaz ise bu kararın fazlaca bir kıymeti kalmayacaktır. "Uluslararası hukuk" denilerek Müslümanların tepesinde kılıç gibi sallanan; bal arılarının takılıp kaldığı, eşek arılarının ise delip geçtiği kurallar, siyonistler tarafından pervasızca çiğnenmektedir. Bu eşkıyalığın ve hukuk tanımazlığın mutlaka bir karşılığı olmalıdır. Özellikle diplomasi alanında yakalanan müspet hava çok iyi değerlendirilmelidir. Uluslararası desteğin ete kemiğe bürünmesi ve yaptırım olarak somutlaşması için büyük bir hamle yapılmalıdır. Özellikle bu noktada Türkiye'ye önemli görevler düşmektedir. Artık siyasal ve ekonomik yaptırımlar acilen konuşulmalıdır. Hiçbir şey olmamış gibi davranan terör çetesi İsrail, Kudüs'e ilişkin karar alan tüm devletlerin onuru ile alay etmektedir, iradelerini yok saymaktadır. O halde özgür dünya, bir terör şebekesine karşı, onların anladığı dil olan yaptırım dilini konuşmalıdır. BM kararlarına, uluslararası tepkiye ve İslam ümmetinin tüm karşı çıkışlarına rağmen, yerleşimci işgali devam etmektedir. Yeni yerleşim yerleri inşa edilmektedir. Kudüs'ün Yahudileştirilmesi için adeta bir seferberlik başlatılmıştır. Bu süreç, her şeye rağmen devam etmektedir. BM'de 128 oy ile karşı karar çıktığı halde, İsrail yönetimi, tüm dünyanın tepkilerine rağmen Kudüs'te yerleşim yeri inşaatını sürdürüyor. İsrail Bayındırlık ve İskân Bakanı Yoav Galant, "İsrail'in başkenti birleşik Kudüs'ün topraklarında konut inşa etme" adı altında 300 yeni konut planını açıkladı.
Terörist Galant, planlanan bölgelere ilişkin net bir açıklama yapmaktan kaçınırken, Aksa'nın çevresini de kapladığı Doğu Kudüs'te inşa edilmesi planlanan bu yerleşim yerleri için Siyonist bir plan olan "Büyük Kudüs"ün bir parçası olduğuna vurgu yapıldı.
İsrail Çevre Bakanlığı ve Bayındırlık-İskan Bakanlığı ile birlikte yürütülen koordineli işgal çalışması kapsamında, tarihi kent olan Doğu Kudüs'ün kutsal dokusu tahrip edilerek yüzlerce yerleşim birimi inşa edildi. Kentin tarihi dokusu ve İslami kimliği silinmek istenmektedir. Özellikle şehrin tarihi kimliğinin tahribi için, bilinçli bir eylem planı yürütülmektedir. Siyonist plan, yavaş yavaş; ama ölümcül bir şekilde Kudüs'ü katletmektedir. Yapılan bu kirli planlanma kapsamında 14 bin konut inşa etmeyi hedefleyen terör devleti, bunun 6 binden fazlasının Doğu Kudüs çevresinde olmasını planlıyor.
Terör devleti İsrail, bir yandan Kudüs'ü katlederken, diğer taraftan hız kesmeden katliamlarına devam etmektedir. Her gün protesto gösterileri düzenleyen sivillere dönük saldırılar düzenleyerek gençlerimizi katletmekte veya yaralamaktadır. En son gelen bilgilere göre Ramallah'ta bir Filistinli daha şehit edildi.
Artık utangaç ve ürkek adımlar bir kenara bırakılmalı, siyonizm ile hesaplaşmada kararlı bir irade ortaya konulmalıdır. Somut bir yol haritası belirlenerek, siyonistleri caydıracak adımlar atılmalıdır. Artık işgal sürecini tersine çevirmenin, suyu tersine akıtmanın zamanı gelmiştir.