Irak meclisindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Kerkük Milletvekili Mahmud Osman, yaptığı açıklamada, Kerkük'te Kürt güçlerin de yer alacağı ABD'nin öncülüğünde ortak operasyonlar komutanlığının kurulacağını ileri sürdü. Mahmud Osman'ın bu iddiası, İslam ümmetinin büyük eksikliklerinden birisini tekrar bize hatırlattı. Birbirlerine karşı çok şedit olan ve sorunlarının çözümünde silah ve çatışma seçeneğini önceleyenler; emperyalistlerin hayati hamleleri karşısında gereken refleksi ortaya koyamıyorlar. Kürdistan referandumu konusunda halklarını propaganda dalgası üzerinden mobilize edenler ve adeta bir seferberlik havası estirenler, ABD'ye gelince, sessiz kalıyorlar. Referandum karşıtlığı üzerinden 24 saat içerisinde bir araya gelen, ortak strateji ve irade beyanında bulunan ve ittifak halinde hareket edenler, bu olay karşısında sessizler. "Bir gece ansızın" Kerkük'e gireceklerini söyleyenler, ABD'nin Kerkük'teki bir askeri üsse bir gece ansızın gelmesini sadece seyretmektedirler. Bu önemli hadise, nedense kamuoyunda gereken ehemmiyet ile ele alınmamaktadır.
16 Ekim'de peşmergenin Kerkük'ten çekilmesi üzerine, Irak ordu güçleri ve Haşdi Şabi, Kerkük'ün kontrolünü ele geçirdi. O tarihten sonra bazı insan hakları ihlallerinin yaşanması, rahatsızlıklara sebep olmuştu.Nitekim Kerkük'te sorunlar hala devam ediyor. Adil bir çözüm çerçevesinde tarafların bir araya gelmesi gerekirken, farklı hesaplar devreye girdi. Korkulan odur ki, ABD buradaki bazı sorunları bahane ederek Kekük'e girsin ve bazı sorunlardan dolayı rahatsız olanlar da ABD ile beraber hareket etsin. Kerkük'ün petrolünü paylaşamayanlar, Kerkük'ün egemen güçler ve ortakları tarafından paylaşılmasını seyretmek zorunda kalabilirler. Bizim beklentimiz, ABD ve müttefiklerinin Kerkük ve petrollerine dönük bir girişimi olması durumunda; Türkiye, Irak ve İran'ın ortak bir irade ortaya koymasıdır.
Geçenlerde Kerkük petrollerinin ileride İran'a aktarılacağı yönünde kamuoyuna bir haber düştü.
Iraklı bir petrol yetkilisi, Kerkük üretimi petrolün büyük bölümünü, Irak rafinerilerine yönlendirmeyi planladıklarını, "yakın gelecekte" ise İran'ın Kermanşah rafinerisine sevk edileceğini söyledi.
Sözkonusu yetkili, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye giden boru hattının kullanımı konusunda Kürt bölgesel yetkilileriyle anlaşmazlık sürdüğü için, hükümetin Kerkük petrol sahalarından çıkarılacak üretiminin büyük bölümünü bundan sonra Irak'taki rafinerilere yönlendirmeyi planladığını söyledi.
İşte buna benzer hamleler, bu petrol üzerinde hak iddia edenler tarafından rahatsızlıkla karşılanabilir. Amerika da bunu kullanabilir. Hak iddiasında olanlar, ABD'nin bu alandaki hamlelerine destek olma gibi bir yanlışa düşebilirler.
İslam ümmeti içerisindeki en ufak bir anlaşmazlığı ve çatışmayı, işgal ve talan vesilesi yapma stratejisini takip eden ABD'ye bu fırsatı vermemek lazımdır. İslam halkları ve ülkeleri, kendi içlerinde adalet zemininde çözüm ve politikalar geliştirecek olursa, başkalarının da müdahale zeminini ortadan kaldırırlar.
Geçenlerde, Mısır'daki cami saldırısının ABD'nin bölgeye müdahale etmesi gerektiğini ortaya koyduğu yönünde ABD yetkililerinin yapmış oldukları açıklama, ABD'nin bu konudaki niyetini göstermektedir. Hepimiz bu ibretlik ve ilgisiz açıklama üzerinden, ABD'nin gözü dönmüş politikasını bir kez daha müşahede ettik.
Bu itibarla, Kerkük'te veya başka bir İslam beldesinde adalet zemininde inşa edeceğimiz strateji ve politikalarla, emperyalistlerin iç işlerimize karışmasının kapılarını kapatmalıyız.