Filistin devletinin kurulması ile ne değişecek? Filistin devletinin ilanına destek verenler, bu devletin gerçekçi temellere oturtulması için ve devlet statüsünün gerçek karşılığını bulması için niye girişimde bulunmuyorlar? Yoksa birileri Filistin devletinin imkânsızlığını mı kamuoyuna hissetirmek istiyor? Yani bu mevzuda cevap bulması gereken birçok soru var. Ayrıca devlet ilanından çok daha önemli bir takım hususlar var ki, bu konuların hiçbirisinde halen bir arpa boyu mesafe alınabilmiş değil. Filistin davasının temel meselelerinden birisi ve olmazsa olmazı olan mülteciler konusunda hiçbir gelişme yok. Bu konuda Mahmut Abbas`ın ve siyonistlerin ajandasında ne olduğu net olarak bilinmiyor. Daha önceleri Mahmut Abbas`ın, siyonistlerin sembolik bir rakam çerçevesinde dönüşe izin vermelerine razı olduğu yönündeki haberler basına yansımıştı. Çeşitli ülkelerde mülteci olarak yaşayan milyonlarca Filistinli muhaciri yok sayıp bir devlet ilanına girişmek, tek kelime ile Filistin davasına yapılacak en büyük ihanetlerden birisidir. Milyonlarca insan vatanlarından uzak mülteci iken, nasıl bağımsızlıktan ve devletten bahsedilebilir? Adeta Filistinlilerin boğazındaki siyonistlerin zincirleri olan kontrol kapıları kaldırılmıyor. Yani Filistinliler; kendi beldeleri arasında geçiş yaparken, buralara uğramak ve siyonistlerin hakaret ve aşağılamalarına katlanmak zorundalar. Başka bir deyiş ile, ulaşım damarlarınız siyonistlerin insafına terkedilmiş. Gazze Şeridi ve Batı Yaka arasında, Siyonistler, kara bir yılan gibi durmaya devam edecekler. Yine Müslümanların Mescid-i Aksa`da namaz kılması engellenecektir. Bir şekilde Kudüs`ten çıkmış olan Müslümanların, tekrar Kudüs`e girmesi engellenecektir. Batı Yakası`ndaki siyonist işgal devam ediyor. Yahudi yerleşim birimlerinin inşası ve genişletilmesi tüm hızı ile sürüyor. Kudüs`ün statüsü konusunda bir gelişme yok. Başta Kudüs`tekiler olmak üzere, Yahudilerin kutsal tarihi mekânlara yönelik olumsuz girişimleri devam ediyor. Kudüs`ün demografik yapısını Yahudiler lehine bozmak için her türlü eşkiyalık ve tehcir politikası hız kesmeden devam ediyor. Ekonomik alt yapısı oluşturulmamış bir oluşum var karşımızda. Gazze`deki ambargo devam ediyor. Allah aşkına, siz böylesi bir devletten ne anlıyorsunuz. Sadece Mahmut Abbas`ın kapısına asılacak bir tabela ile himayeye muhtaç, istenildiği zaman lağvedilen bir tabela devleti oluşturulmak isteniyor. Tabi eğer lütfederlerse…
Ama bilinmesi gerekir ki, bu devlet ilanı Filistinliler arasındaki bölünmeyi daha da derinleştirebilir. Her şeyden önce devlet ilanına mukabil, Filistinlilerden korsan İsrail devletini tanımaları istenecektir. HAMAS`ın bu konudaki tavrı açıktır. Bu gelişme ile beraber, Batı Yaka`da siyonistlere yönelik girişimleri engellemek için Abbas siyonistlerle işbirliği yapacaktır. Öyle bir süreç oluşturulacaktır ki, Abbas yönetimi, HAMAS`tan ziyade siyonistlere yakın bir duruş sergileyebilir. Batı Yakası`na daha fazla yardım edilirken, Gazze`deki siyasi ve askeri yapının çökmesi için şartlar daha da zorlanacaktır. Yardımlar, Batı Yakasına aktığı için. Filistinliler Abbas yönetimine özendirileceklerdir. Sonuçta muhtemelen hazırlıksız ve olgunlaşmamış şartlarda girişilecek bir devlet ilanı, HAMAS`ı bitirme ve tamamen izole etme projesine dönüşebilir. Devlet olmanın şartları hazırlanmadan, hazırlıksız ve apar topar yapılacak bir başvurunun kardan ziyade zararlı sonuçları olabilir. Bu şartlar altında tamamen siyonistlerin ve ABD`nin insafına kalmış bir devlet yapısı teşkil edebilir. Böyle bir devletin idaresi için de, ( Mahmut Abbas ve ekibinin mantığı göz önünde bulundurulduğunda) tavizlerin peş peşe geleceğini kestirmek hiç de zor olmayacaktır.
Filistinlilerin bu girişiminin kabul edilebilmesi için, BM`nin15 üyesinden 9`unun onaylaması, beş daimi üye olan Çin, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD`nin olumsuz oy kullanmaması gerekiyor. Eğer ABD, veto ederse bu girişim sonuçsuz kalacak. ABD`nin “evet” demesi de ancak çok çok önemli tavizler karşılığında mümkün olabilir gibi gözüküyor.
Kurulacak devlet, BM üyeliğine kabul edilmese de uluslararası alanda tanınması ve bir kabul sürecine girmesi ihtimali siyonistleri tedirgin ediyor. Sürecin korsan israil devleti aleyhinde bir felakete dönüşmemesi için siyonistler yoğun bir lobi faaliyeti yürütüyor.
Filistin devletinin uluslar arası arenada tanınması elbette güzel ama bu devlet kavramının içeriği doldurulduktan ve bir anlam ifade ettikten sonra… Filistinlilerin BM nezdinde böyle bir girişimde bulunmalarından evvel, Fetih ve HAMAS`ın ilkeler üzerinde ve fiiliyatta mutabakat sağlamaları gerekir.
Ve son olarak şunu da belirtelim ki; devlet lütfedilmez, alınır. Lütfedilen bir devletten daima onursuz bir politika izlemesi beklenir. Lütufkârlar, kendilerine diyet borcunu ödemeniz için kat be kat faturalar çıkarmak için sıraya girerler.