Amerika ve diğer küresel müstekbirlerin dayatmaları ile, Güney Sudanlılar; ocak ayında ayrılmaya karar verip Kuzey Sudan Hükümeti de bu kararı kabul ettiğinde, Ömer El Beşir; “En azından neyi elde tutabilirsem kârdır” mantığı ile bu sorunu büyük ölçüde çözdüğünü düşünüyordu. Ama bugün gelinen noktada Kuzey Sudan açısından çok önemli bir mevzinin kaybedildiği, hiçbir problemin çözülmediği ve tavizlerin devamının beklendiği ortaya çıktı.
9 Temmuz`daki Güney Sudan`ın bağımsızlık gününün ilanı yaklaşırken, Batı ve israil destekli Güney Sudan asileri daha da küstahlaşmaya başladı. Zafer sarhoşluğuyla, yapılan tüm anlaşmaları bir kenara bırakarak Abyei bölgesini ele geçirmeye çalıştı. Bir nabız yoklama harekâtı gibi görünen bu işgal denemesi, çok sert karşılık gördü. Böylelikle petrol zengini Abyei bölgesi konusunda siyasi ve askeri tutumu gösteren tablo, taraflar açısından daha da netleşmiş oldu.
Ocakta yapılan oylama, 2005`te Batılıların dayatması ile yapılan ve Müslüman Arapların yaşadığı Kuzey ile ağırlıklı olarak Hıristiyanların yaşadığı Güney arasında yirmi yıl boyunca devam eden ve iki milyon insanın ölümüne yol açan savaşı bitiren anlaşmanın parçası idi.
Asilerin taleplerine cevap ve Güney Sudan`ın bağımsızlığını kabul etme, Batılıların yoğun baskıları neticesinde gerçekleşti. Abyei`nin kime kalacağı sorusu cevaplanmadı. Sudan Hükümeti, çok önemli bazı sorunların müzakerelerini sonraya bırakarak geçici bir rahatlık ve uzlaşma zemini hazırladı. Ertelenen sorunlar, daha da büyüyerek ortaya çıkıyor. Durum hızla kaosa dönüşüyor. Verilen her taviz, Batılıları ve isyancı Hıristiyan Sudanlıları daha da cüretkâr kılıyor.
Asi Güney Sudan güçleri,19 Mayıs`ta Kuzey Ordusu`nun BM barış gücü askerleri nezaretindeki bir konvoyunu pusuya düşürdü. Ortada anlaşma ve Abyei bölgesini idare eden iki taraftan müteşekkil bir konseyin varlığı ve dahası BM askerlerinin refakati söz konusu iken yapılan bu saldırı, asilerin saldırganlıklarının derecesini göstermektedir. Asiler, hiç beklemedikleri bir tepki ile karşılaştılar. Sudan Hükümeti çok hızlı ve sert bir cevap verdi. Abyei`deki ana kasabayı kontrol altına almaları ve işgalcileri def etmek için daha çok kuvvet gönderdi. Binlerce asi bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Ömer el-Beşir ayrıca Abyei`yi ortaklaşa yöneten sivil Kuzey- Güney konseyini tek taraflı olarak feshetti. Durumun vehameti üzerine, Güney Sudan`ın hamileri devreye girme ihtiyacı hissettiler.
Afrika birliği, Kuzey ve Güney Sudan`ın; iki tarafın beraber devriye gezeceği, silahtan arındırılmış bir sınır hattı oluşturma konusunda anlaştıklarını açıkladı.
Abyei sınırları; azınlıkların vatandaşlık haklarının korunması ve petrol gelirlerinin paylaşımı ( rezervlerin %70`i Güneyde) gibi çözülmemiş birçok sorundan birisi.
İki taraf da bir birlerine muhtaç durumdalar. Güney Sudanlılara petrollerini pazara sunmak için Kuzeyin boru hattı, Kuzey Sudan`a ise geçinebilmek için petrol geliri lazım. Her ikisi de yabancı yatırıma, özellikle Kuzey ise, borç ertelemesine ihtiyaç duymaktadır. Obama yönetimi, Sudan`ı teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarıp ilişkileri düzeltmek için bir yol haritası çizdi. Amerikalı ve israilli güçler doğrudan asilere silah yardımında bulunurken, diğer yandan da Sudan`ın borçlarını ve Darfur bahanesi ile uluslar arası ambargo konularını, baskı aracı ve Kuzey Sudan aleyhine sürekli masada tutacağı kartlar olarak düşünmektedir.
Batılı gözlemciler ve yetkililer, Sudan`ın çok sert tavrı üzerine; Ömer el Beşir ile Güney Sudan Cumhurbaşkanı Savla Kiir`in görüşmesini ve diplomasiyi, yeni bir savaşın kimsenin faydasına olmayacağını seslendirmeye başladılar.
Yıllardır Güney Sudan`ı arka bahçeleri haline getiren ABD ve israil, Güney Sudanlı asilerin her kazanımını kendi kazanımları olara değerlendirmektedir. Özellikle buradaki petrol yataklarından istifade etmek ve Müslüman Kuzey Sudan hükümetini zayıflatmak ve taviz koparmak için baskılarını artıracaktır. Abyei petrol bölgesini de kendi güdümündeki BM vb gibi uluslar arası paravan kuruluşları kullanarak, referandum hileleri ile güneye ilhakı için çaba harcayacaktır. Daha sonra da Güney Sudan`ın petrollerini pazarlayabilmesi için, Kuzey Sudan`ı oldubittiyi kabullenme ve sadece boru hattı gelirine razı olma noktasına getirmek için çabalayacaktır.