Siyonist vahşetin ve soykırımın artması, İslami Direniş’in direncini kıramadı; tam tersine, direniş daha fazla büyüdü. Hem Gazze’de hem de Lübnan’da İslami direnişin operasyonları hem sayı hem de keyfiyet olarak çok arttı. Hizbullah’ın düzenlemiş olduğu günlük nitelikli operasyon sayısı otuz 38’e ulaştı.  Özellikle en son yapılan operasyonlar, siyonistlerin ayaklarının altındaki toprakları ateşe verdi. Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadeti ile siyonistlere geçen psikolojik üstünlük, tekrar direnişe geçti. israil dedikleri işgal altındaki Filistin topraklarının hiçbir tarafı güvenli değildir siyonistler için. Siyonist işgalciler, teröristler ve hırsızlar; büyük bir korku yaşamaktadır. Siyonist saldırıların etkisini üzerinden atıp hızla toparlanan Hizbullah, dünyayı siyonistlere dar etti. Karadan sızma ve işgal girişimleri hüsrana uğrayan katiller sürüsü, ancak havadan sivilleri bombalamak ile intikam almaya çalışmaktadır. En son Golani Tugayı yemekhanesine yapılan saldırı, çok nitelikli bir operasyon ve büyük bir istihbarat başarısı idi. Hatta bunun arka planında siber bir hazırlığın olduğu da düşünülebilir. Siyonist kaynakların bu yöndeki açıklama ve analizleri mevcuttur. Özellikle siyonist askerlere yapılan uyarılar, Hizbullah’ın sahip olduğu siber savaş kapasitesi hakkında da bizlere bilgi vermektedir. Kara muharebelerine iştirak eden askerlerin, üzerlerinde akıllı telefon bulundurmaması yönünde yapılan ciddi uyarılar, siyonistlerin bu konuda ne kadar endişeli olduklarını ortaya koymaktadır. Hatta en son yapılan saldırının bir boyutu bu husus ile ilişkilendirilmektedir. Siyonist bazı analistler, Lübnan sınırını geçen israil askerlerinin telefon sinyallerinin Hizbullah tarafından kaydedildiğini, dönüşte bu sinyallerin takip edildiği ve bu sinyaller üzerinden yer tespitiyle hedeflerini vurdukları yönünde analiz yapmaktadır. Golani Tugayı’na yapılan sofistike operasyon, bu savaşta bir kırılma noktası olmuştur.

Olayın sıcak atmosferinde; siyonist kaynaklar, en az 40 kişinin öldüğünü ve yüzün çok üzerinde yaralı olduğunu belirtmişti. Daha sonra yayın yasağı getirilip, “dostlar pazarda görsünler” diye göstermelik bir sayı açıklandı.

Öte yandan şehir içlerinde, siyonistlerin kalbindeki istişhadi operasyonlar devam etmektedir. Tel Aviv’in merkezinde düzenlenen operasyonlar, siyonistleri büyük bir çöküntüye soktu. Golani Tugayı’na yapılan saldırıda; bu üssün israilin derinliklerinde olduğu halde bu şekilde vurulması, siyonistleri derinden sarstı. Sözde israil Genelkurmay Başkanı, bu saldırının son derece üzücü, şok edici ve sarsıcı bir saldırı olduğunu bizatihi dile getirmiştir.

Bölgeyi ateşe atmaya kararlı olan siyonistler, BM askerlerine bile saldırdı. Yine eğer başarırlarsa Lübnan işgali ile yetinmeyeceklerinin sinyallerini şimdiden vermektedir. Terör çetesi israil, Suriye topraklarına da girip tank mevzileri oluşturmaya başladı. Bu girişimler açıkça bütün insanlığa meydan okumaktır.

İnsanlık koalisyonu kurulmalı ve terör örgütü israil karşısında konumlanmalıdır. Sadece Müslümanların değil, aynı zamanda insanlığın ön cephesi olan Hizbullah desteklenmelidir. Hizbullah’a her türlü silah ve mühimmat desteği verilmelidir. Lübnan düşerse bölge halkları kendilerini büyük bir felaketin içerisinde bulabilir. Bu gerçeği, Sayın Cumhurbaşkanı da dile getirmektedir. Bir mermi, bin kınamadan daha tesirlidir. O halde esip gürleyip yağmamak yerine; artık bu kadar gürlemeden sonra yağma vakti gelmiştir.

Türkiye, Lübnan’a ilk sevkiyatını yaparak durduğu yeri herkese gösterebilir. Gerçek ticaret yasağı, petrol sevkiyatının durdurulması sonrası; ilk “Kargu” kamikaze dronların, Lübnan’a sevkiyatını yapabilir. Daha sonra buna benzer yüksek teknoloji ürünü yerli silahlarla insanlık cephesine katkıda bulunabilir.