7 Ekim tarihinden evvel, siyonistlerin çok sinsi ve hain bir planları vardı: Gazze halkının Sina’ya; Batı Şeria halkının da Ürdün’e sürülmesi; ilave plan kapsamında bazı Filistinlilerin de Afrika’nın bazı ülkelerine sürülmesi öngörülüyordu. Hatta başta Mısır olmak üzere, bazı Afrika ülkelerine çok cazip teklifler yapıldı. Kısacası Filistinlilerin tamamen sürülmesi ve Filistin topraklarının insansızlaştırılması öngörülüyordu. Filistin İslami Direnişi, Siyonistlerden evvel harekete geçip 7 Ekim operasyonunu gerçekleştirdi. Aslında Filistin direnişi bu operasyonu yapmamış olsaydı da zaten Siyonistler büyük bir işgal ve vahşete hazırlanıyorlardı. Nitekim gelinen aşamada, siyonistlerin şehir ve medeniyet adına ne varsa, kalıntılarına varıncaya kadar temizlemesi de bu niyetlerini açıkça ortaya koymaktadır.
Önce Gazze, şimdi ise Batı Şeria’da büyük bir soykırım ve vahşet işlenmektedir. Alt yapı ve yaşama dair ne varsa her şey tahrip edilmektedir. Mesela; Cenin’e giren Siyonist teröristler, bir haftadan kısa bir süre içinde Cenin kentinin takriben yüzde yetmişini tahrip ettiler. Kısacası şehirler yaşanmaz hale getirilerek Filistinler göçe zorlanmak istenmektedir. Filistinlilerin böyle bir göçe zorlanması ve Siyonist projenin başarıya ulaşması durumunda böylesi bir demografik hareket, bütün bölge ülkelerini zor duruma sokar. Kısacası; bölgede, başta nüfus olmak üzere birçok alanda büyük bir dalgalanma olacaktır. Gazze için farklı teviller yapan dar görüşlü kesimler, Batı Şeria’da da aynı senaryonun tekrar ettiğini gördüler. Kısacası Siyonistlerin Filistinlilere hayat hakkı tanımaması için herhangi bir bahaneye ihtiyaçları yoktur.
O halde, Filistin’deki tüm taraflar başta olmak üzere, bütün Araplar ve Müslümanlar; geniş dairede de bütün insanlık, Gazze ve Batı Şeria’da uygulamaya konulmaya çalışılan sürgün planının karşısında durmalıdır.
Gazze ve Batı Şeria’da yaşanan olaylar, bölgesel bir kriz çıkarma potansiyeline sahip iken; bölge halklarının ve devletlerinin tek gündemi Gazze olmalıdır. Müslümanların tek gündemi Gazze ve Filistin’de yaşanan insanlık suçları olmalıdır. Filistin meselesini ikinci plana düşürecek olan her plan, tartışma ve gündem merduttur. Gazze’deki dram, Batı Şeria’ya sıçramış iken, bu büyük yangını görmeyip Müslüman halkımızın dikkatini dağıtmaya çalışan birey ve kurumlar ya haindir ya da gafildir. Çocuklarımız paramparça olurken, İslam’ın mukaddesatı ayaklar altına alınırken suni gündemlerin peşinde koşmak büyük bir gaflettir. Hayat memat hengamında, yangının evi sardığı bir zamanda saçını taramayı öncelikli gündemine alan birisi nasıl abes ile iştigal ediyorsa; Gazze’de ve Batı Şeria’da büyük bir insanlık dramı yaşanıyorken suni gündemlerin peşinden koşturmak da aynı şekilde yanlıştır. Müslümanlar bütün enerji ve dikkatlerini; başta Siyonistler olmak üzere küresel şer güçler üzerinde yoğunlaştırmalıdır. Bugün bu cephede savaşmayanlar yarın bu bela ile kendi evlerinde yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu gün suni gündemlerle uğraşanlar yarın siyonizmin ve küresel şer güçlerin hışmına uğramaktan kurtulamayacaktır.
Hesabınız her ne olursa olsun, hangi saik ile hareket ediyorsanız edin, Siyonizm karşıtı cephede mutlaka yerinizi alınız.