Yeryüzünün onurlu insanları, vicdanlarının sesine kulak verip toza toprağa bulanmış olan insanlık onurunu tutup ayağa kaldırmaktadır. Dünyanın her tarafında, küresel şer güçlere karşı, gençler bir devrim ateşini tutuşturdu. Devrim meşalesi; elden ele, tüm ülkelerin, halkların ve milletlerin gençlerinin özgürlük mücadelesinin ufkunu aydınlatmaktadır. Yeryüzünün özgür insanları, insanlık zincirini oluşturup; küresel şer güçleri, yeryüzü şeytanlarını ve onların şeytani düzenlerini, insanlık zinciri ile zapt u rapt altına alma özlemlerini ortaya koymaktadır. Filistin davasına destek için gerçekleştirilen bu onurlu ve saygın başkaldırı; aslında bir yönü ile siyonizmin temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı bir isyandır.
Küresel intifadanın devrimci dalgası, tüm sınırları ve engelleri ortadan kaldırarak adeta özgür dünyayı yekpare yapmıştır. Artık insanlık, onurlu ve onursuzlar diye ikiye ayrılmıştır. Dini, dili, ırkı, milliyeti, rengi ne olursa olsun; yeryüzünü şeytanlarına karşı mazlumların ve mahrumların saflarında herkes yerini almalıdır. Bu savaş, direniş ve başkaldırı; tüm insanlık ailesine ait bir başkaldırıdır. O halde başta Müslümanlar olmak üzere, tüm onurlu ve cesur yürekli insanlar küresel intifadanın saflarında yer almalıdır.
Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu yola revan olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları kontrol altına alınamamaktadır. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir.
Buradan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencileri selamlıyoruz.
Filistin’de tutuşan özgürlük kıvılcımı tüm insanlığı sardı. Siyonistler, Filistin davasını yeryüzünden silmeye çalıştılar ama Filistin davası tüm özgür dünya halklarının davası haline geldi. Hatta bu özgürlük kıvılcımı, yeryüzü müstekbirlerinin şeytani düzenlerini tehdit eden bir devrim kıvılcımına dönüştü. İnsanlık ailesi, ortak bir paydada buluşma eğilimine girdi.
Peki, bizim akademisyenlerimiz ve üniversitelerimiz ne durumda? Biz bu işin neresindeyiz? Maalesef istisnalar hariç, üniversitelerimizde bu insanlık zincirine bir katılım göremiyoruz. Ey akademisyenler, alimler, öğrenciler, şeyhler, müritler; kalkınız ve bu insanlık zincirinin haklarını oluşturunuz. Bu insanlık devrimine siz de iştirak ediniz. Güneş Batı’dan doğuyor, doğuda batmasın. İnsanlık vicdanında konsensusun oluştuğu böyle bir zamanda, tarihi sorumluluğunuzu yerine getirin. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de tevarüs etsin. Evlatlarınız ve torunlarınız sizin için; “onlar adam idi”, desinler. Kanadı kırık bir kuş gibi çaresizce oturmak yerine; yeryüzü şeytanlarına taş atan İsmaillerden ol.
Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun.
Ey mazlumlar, siz yola revan olun; gerisini, Aziz ve Celil olan Allah’a bırakın. Siz seferden sorumlusunuz, zaferin sahibi Allah’tır. Kalpleri evirip çeviren ve kudret eli ile dilediği mecraya sevk eden; Hakim olan Allah’tır. Yeryüzünün bir avuç yetimini yeryüzünden silmeye çalıştılar; ama bu bir avuç onurlu yetim, tüm insanlığın umudu oldu ve küresel intifada ateşini tutuşturdu.
Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan ferşe, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi.