Rezalet yüklü gemilere ne oldu? Türkiye limanlarından kalkan gemiler, hala terör örgütü israil’e yardım ve yataklık yapmak üzere lojistik malzeme sağlıyor. Gazze’deki mazlumları öldüren terör çetelerine ticaret desteği sağlamaya devam ediyorsunuz. Tüm dünya Müslümanlarının beklediği üzere; bu rezil desteği bir an evvel kesin ve bütün dünyaya deklare edin. Daha sonra da kırk zemzem suyu ile temizlenmeyecek olan rezilliğinizi telafi etmek için, acilen Gazze’deki kardeşlerimize başta gıda yardımı olmak üzere, temel yaşam malzemelerini gönderiniz. Biz, insanlığın ortak vicdanının sesi olarak, zillet yüklü gemilerinizi takip etmeye devam edeceğiz.
Şimdi gelelim asıl mevzuya…
Yükü utanç, rezalet ve ihanet olan bu gemiler kimin? Bu gemiler hangi şirkete bağlı? Hükümet kanadından, kendilerini bile tatmin etmeyen açıklamalarda, bu gemilerin özel sektöre ait olduğu beyan edilmektedir. Yani bir anlamda top bilinmezliğe, suç da cinlere ve perilere atılıyor adeta…
Bu gemilerin sahipleri hakkında ortada son derece ciddi iddialar var. Hatta bu iddialar konusunda elimizde birçok isim var. Tek kelime ile vahim bir tablo var orta yerde. İsrail’e mal taşıyan gemi sahipleri listesinde birçok tanıdık siyasi sima ve bürokratın bizatihi kendilerinin, çocuklarının ve yakınlarının ismi var. Ey dilleri Hz. Hüseyin’den, Hz. Muhammed’den, Hz. Musa’dan, İbrahim’den yana olup da kılıçları Yezit’ten, Ebu Cehil’den, Nemrut’tan ve Firavun’dan yana olan ikiyüzlüler, acaba bu rezalete ne zaman son vermeyi düşünüyorsunuz?
“Ticaret” adı altında yapılan bu utanç verici eylemler, teröre yardım ve yataklık konusuna girer. Umarım ki, cesur yürekli hukukçular elbette bir gün “ticaret” adı altında onurunu satanların yakasına yapışacaktır. Zaten insanlığın vicdanında mahkûm olanlar; umulur ki, bir gün uluslararası ceza mahkemesinde de mahkûm olur. Yarın ki nesiller, kimilerini kahraman olarak hatırlarken, kimilerini de tarihin utanç verici kişilikleri ve simaları olarak hatırlayacaklardır.
Bütün bu rezalete seyirci olarak kalan hükümet, halkımız tarafından yakından takip edilmektedir. Halkımız, bu utanç verici meseleyi asla unutmayacaktır. Elinizin yaptıkları ile dilinizin yaptıkları arasında fersah fersah fark vardır. Bir yandan Filistin davası konusunda bir sivil toplum kuruluşu gibi hareket ederken; diğer yandan elinizdeki imkânları, sadra şifa bir düzeyde seferber etmiyorsunuz. Evet, mazlumların yanında olma adına yapılan her şey kıymetlidir. Ama öte taraftan öyle vahim hatalar yapılıyor ki, yapılan bütün iyilikleri silip, süpürüp çöpe atmaktadır.
Eskiden şöyle derdik:
Silah yardımı olmadan yapacağınız gıda yardımı, o mazlum insanların sadece aç değil, tok olarak ölmesini sağlar. Ama şimdi bırakınız silah yardımını, gıda yardımına bile razıyız; ama o bile yapılmamaktadır.
İnsanlık tarihinin en utanç verici soykırımı yaşanırken insanlara karşı açlık bir silah olarak kullanılırken; hiç olmaz ise soykırımı bu yönü ile hafifletme adına insani yardımda bulunun. Gemileriniz; zalim teröristlere değil; mazlum bebeklere, çocuklara ve kadınlara yardım taşısın. Yükünüz; zillet, rezalet, utanç ve zulüm değil; iyilik ve izzet olsun.
Tekrar hatırlatmakta fayda var:
Ey yetkililer, bu gemi rezaleti son bulmadıkça halkımız bu işin peşini bırakmayacak ve biz gazeteciler olarak da sizleri teşhir etmeye devam edeceğiz.