Yaşadığımız sorunların ve konjonktürün keyfiyeti ne olursa olsun, Gazze asla gündemimizden düşmemeli; hatta ikinci sıraya bile inmemelidir. Zira Gazze’de şartlar her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. Gazze, dünyanın en büyük hapishanesinden dünyanın en büyük mezarlığına doğru evirilmektedir. Bütün insanlığın gözleri önünde Gazze toplu bir kabristan haline gelmektedir. Neredeyse toprağının her tarafından şehit naaşları fışkırmaktadır. Durumun daha da kötüleşmesine ve fehametine paralel olarak, Müslümanların gayretlerinin ve fedakârlıklarının artması gerekirken, yavaş yavaş işlenen vahşet kanıksanmış gibi görünüyor. Oysa bu vahşete mani olmak adına, sürekli vites yükseltmek ve bedel ödeme iradesini daha kararlı bir şekilde uygulamak gerekir. Denenmiş yöntemlerle iktifa etmek; hatta bu yöntemlerden bile geri adım atmak akıl; dirayet ve onurlu bir iş değildir. Denenmiş yöntemlerin yanı sıra, daima düşmanı caydıracak yeni yöntemler sahaya sürmek gerekir. Gazzelilerin ödemiş olduğu bedelin bir kısmını diğer Müslümanlar da ödemelidir. Bu zaruret ve mesuliyetin gereği sahada net bir şekilde pratize edilmelidir.

İnsanlık ailesi, Siyonist katillerin Gazze bahanesi ile insanlığı ateşe sürüklediğini görmelidir. Gazze’de soykırım işleyen terör çetesi, bu defa gözünü Lübnan’a dikmiştir. Söz konusu bu gelişme, bir kez daha gösterdi ki; hiçbir ülke, halk ve millet Siyonistlerden yana bir emniyet içerisinde değildir. Siyonizm herkesin ortak düşmanıdır. Siyonizm’e karşı ortak bir pakt oluşturulmalıdır. “Kendi yumurtasını pişirmek için komşusunun evini ateşe verme” felsefesine sahip olan bir zihniyet, herkes için tehlikelidir. Eğer Gazze gündemden düşerse Siyonistler, soykırımlarını daha pervasız bir şekilde işler. İnsanlık kalesi olan Gazze’nin düşmesi; Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa davasının düşmesi demektir. Zira Gazze, Filistin davasının kolu ve kanadıdır. Siyonistlerin burada kazanacakları galibiyet, tüm insanlığa karşı; bilhassa İslam ümmetine karşı kazanılmış bir galibiyet olacaktır. İşte o saatten sonra; toprakları, Nil ile Fırat arasında bulunan ülkeler sıranın kendilerine gelmesini beklesinler. İşte durum bu denli ciddidir, bir hayat-memat meselesidir. Bugün, ön cephede terör örgütü israil ile savaşanlara destek veremeyenler, yarın israil ile bizatihi savaşmak zorunda kalacaklardır. Bugün İslam ümmetinin aslanlarına sahip çıkmayanlar, yarın Siyonist köpeklere yem olacaktır.  Bu mesele siyaseten de olsa herkesi direkt olarak ilgilendirmektedir. Yani Siyonizm, tüm Müslümanların ortak düşmanıdır.

Gazze’de mazlum yavrularımız; açlıktan, hastalıktan ve soğuktan can vermektedir. Ey Ümmet-i Muhammed, onlar bizim evlatlarımızdır. Soğuktan titreyen ve su basmış çadırlar içinde suyun ve çamurun içinde yatan, yatmaya çalışan evlatlarımızın görüntüleri sizin için hiçbir şey ifade etmiyor mu? Ey yaşadığını zanneden yürüyen ölüler, kendinize gelmeniz için daha ne olmasını bekliyorsunuz? On binlerce kardeşimiz bombalarla paramparça oldu; kalan milyonlarca kardeşimiz ise açlıktan, hastalıktan ve soğuktan imha edilmek isteniyor. Gazze’de milyonlar açlıkla boğuşurken, Refah sınır kapısının Mısır tarafında binlerce TIR yardım malzemesi beklemektedir. O TIR’ları Gazze’ye sokamayan bir ümmete, insanlığa, devletlere ve idarecilere yazıklar olsun.

Gazze’yi asla gündemden düşürmeyelim.

Gazze’yi unutan kalpler kurusun.