Siyasetin dili her geçen gün daha da kirleniyor ve keskinleşiyor. Beraberce medeniyet ve toplumsal birliktelik inşa etme sorumlulukları oldukları ve vatandaşa örnek olmak makamında olmaları gerektiği gerçeğini unutan siyasetçiler, akla hayale gelmeyen bir dil ve üslup kullanmaktadır. Siyasi rakiplerini zor durumda bırakmak için erdem ve onur elbisesini çıkarıp çamur deryasına dalmakta, rakiplerine çamur atmakta ve böylelikle hem ellerinin çamur olması hem de rakiplerine haklı haksız bir çamurun bulaşmasında herhangi bir beis görmemektedir. Yönetime talip olma iddiasında olanlar, ibretlik bir tablo sergilemektedir. “Elif” gibi dik duruşlara hasret olduğumuz bu günlerde, bolca yerde yuvarlanan siyasi figürlerin çark etme seremonilerine şahitlik etmekteyiz. Cam kulelerde oturanlar, kendi bagajlarını unutup başkalarını taş yağmuruna tutma gayreti içerisine girmektedir. Kendi projeleri üzerinden siyaset yapmak yerine, karşıtlıklar ve rakiplerinin manipüle edilmiş ve toplumsal mühendislik laboratuvarından geçirilmiş hataları üzerinden siyaset yapılmaktadır. Bu bağlamda olmak üzere, özellikle HÜDA PAR en fazla hedefe konulan partilerden birisidir. Farklı görüş ve düşünceye sahip birçok parti ve onların beslemeleri olan sözde medya mensupları ve trolleri, aynı merkezden verilen tek komut ile atış yapmaktadırlar. Aynı ithamlar sürekli tekrarlanmakta ve aslında defalarca cevap verilen sorular tekrar tekrar sorulmakta ve bu soruların cevapları yokmuş gibi bir algı yürütülmektedir. Hakikatler değil, algılar üzerinden bir kara propaganda savaşı yürütülmektedir. Başta HDP ve CHP olmak üzere bazı partiler ve bazı kriminal kişilikler akla hayale sığmayan hezeyanlarla HÜDA PAR’ı toplumun gözünde şeytanlaştırmaya çalışmaktadır. Ama çoğu zaman onların bu saldırıları sebebiyle HÜDA PAR yetkilileri kendilerini ve partilerini anlatma fırsatı bulmakta, milletimiz; başkalarının ağzından değil, bizatihi kendilerinden partilerini tanıma fırsatı bulmaktadır. Özellikle HDP ve PKK cephesi, “bir şeyler bulabilirim” umuduyla HÜDA PAR’ın çöplüğünü durmadan karıştırma ve mezbelelikten siyaset çıkarma umuduyla türlü türlü garabetlere imza atmaktadır. Karıştırdıkları çöplükten umduklarını bulamayınca daha da hırçınlaşıyorlar. 2012 yılında kurulan siyasi bir partiyi, Hizbullah üzerinden mahkum etmeye çalışmaktadırlar. Bu hususta da umduklarını pek bulamayınca bu sefer HÜDA PAR’ı Taliban ile özdeşleştirerek halkımızın zihninde bir algı ve imaj oluşturmaya çalışmaktadırlar. Kime hizmet ettikleri belli olan siyasi figürler ve örgüt yöneticileri, peş peşe açıklamalarda bulundular. Sırrı Sakık, Selahattin Demirtaş ve diğerleri… Diğer yandan başta Duran Kalkan olmak üzere PKK lider kadrosu ve yöneticileri mütemadiyen HÜDA PAR hakkında açıklama yapmaktadır. Yaklaşan seçimlerden evvel memleketi germeye çalışan siyasi figürlerin ve örgüt yöneticilerinin sorumsuzluğuna şahitlik etmekteyiz. Özellikle Kürtler arasında olası bir gerginliğe yol açacak açıklamaların kimseye faydasının olmadığını belirtelim. Kürt gençlerini bozuk para gibi harcayabilecek kan ve savaş baronları, çilekeş insanımız ve coğrafyamız konusunda herhangi bir hassasiyete sahip değildir. Ağrı dağı kadar bagajı olan ve Ahmet Arif’in 33 kurşunu ağırlığınca cürüm yüklü bir geçmişe sahip olan, devrimci kostümü giymiş savaş ağaları, halkımızı yeni bir acı girdabına mahkum etmek için gözlerini karatmışlardır. Halkımızın, bunlara itibar etmemeleri ve evlatlarının, bunların kirli işret sofralarına meze olmasına asla müsaade etmemelidir. Tüm halkımızı; siyasilerin ve savaş ağalarının manipülasyonlarına itibar etmeden, algı girdabına kapılmadan ve hiçbir baskı altında kalmadan iradelerini ortaya koymaya davet ediyoruz. İrade namustur, namusunuzu kimseye çiğnetmeyin. Korku atmosferi oluşturmaya çalışan savaş ağalarının ve irade hırsızlarının ve arsızlarının hiçbir tehdidine de itibar etmeyiniz. Zira evlatlarınız sizin hemen yanı başınızda ve hizmetinizdedir.
Manipülasyona kapılma, iradene sahip çık
M. Zülküf YEL