Son zamanlarda farklı anket şirketlerinin yapmış olduğu çalışmaları ve sahadaki durumu dikkatle takip etmeye çalışıyoruz. Her ne kadar bazı anket şirketleri, manipülasyon kokan bazı sonuçlar açıklasa da kaba hatlar, saha gerçekleri ile uyum arz etmektedir. İktidar, birçok nedenden dolayı kan kaybediyor. Bu nedenlerin başında da ekonomik nedenler gelmektedir. Tüm anketlerin neredeyse ortaya koyduğu ortak sonuç budur. Ekonomik nedenler de Türkiye siyasetini etkileyen temel dinamiktir. Genelde ideolojik tabanlı olmayan ortalama vatandaşın refleksini ekonomik etkenler belirler. Ak Parti ilk iktidara geldiği zaman buna sebep olan üç temel etken vardı. Bunlardan en önemlisi, daha önceki iktidar zamanında yaşanan korkunç ekonomik çöküntü idi. Şimdiki iktidar, eğer pozisyonunu muhafaza etmek istiyorsa, kendisini yükselişe geçiren nedenleri ve gerilemeye yol açan nedenleri iyi analiz etmelidir. Özellikle önceki iktidarın uyguladığı baskıcı ve özgürlükleri ortadan kaldıran politikalarını iyi hatırlamalıdır. Zira oluşan bu mağduriyet, Ak Parti ve lideri etrafında bir sempati dalgası oluşturdu. Yani 28 Şubat sürecinin zalim ve baskıcı uygulamaları AK Partiyi iktidara taşıyan ikinci önemli neden idi. Genel vatandaşların aksine bir kısım vatandaş ekonomik saiklerin yerine adalet ve özgürlük saikleri ile her koşulda Ak Partiye destek verdi. Ta yolun başında Necmettin Erbakan Hoca’ya yol vermeyenlerin, daha ılımlı söylemlere sahip olan Recep Tayyip Erdoğan’a yol vereceği umudunu daima diri tuttular ve daima arkasında oldular. Bedel ödediler; ama vazgeçmediler. Özellikle 15 Temmuz darbesinde ön safta idiler. Bu darbe girişiminde katledilenlerin teker teker profillerine bakıldığında; kahir ekseriyetin “sessiz yığınlar” dediğimiz kesimden ya da onların evlatları olduğu görülecektir. Gün geldi, devran geçti; her devirde olduğu gibi “çorba nerede ben orada” zihniyetinde olanlar köşeleri kaptılar ve başkalarının ödediği bedeller dağının zirvesine kendi bayraklarını diktiler. Bedelini dindar kesimin ödediği kazancı, “deveyi hamudu ile götüren” taife götürdü. İktidarın tabanı ve düşünsel zemini yavaş yavaş kaymaya başladı. Adalet, özgürlük ve dini hassasiyet zemini; bu kavramlarla ilgili fazla bir kaygısı olmayanların tekeline geçti. “Dindar nesil” yerine, ne olduğu tam teşhis edilemeyen ne deveye ne de kuşa benzeyen bir garip gençlik türedi. Çok samimi insanlar küstürüldü ya da pasif bir konuma itildiler. Yola çıkılanların kahir ekseriyeti yolda bulunanlar ile değiştirildi. Bu konuda söylenecek çok şey var. Ama ben burada özellikle bir hususa dikkat çekmek istiyorum.
Yapılan anketlerin zamanlamasına ve çıkan sonuçlara bakınız. Sürekli en fazla önemsenen konunun ekonomik kriz olduğu görülüyor. Ak Parti’nin aldığı oy oranına bakıldığı zaman ekonomik krizin gerilettiği oy oranı, nihayet bir yere gelip duruyor. Ekonomik göstergelerin kötüye gittiği zamanda bile bu kemik oy diyebileceğimiz oran aşağıya inmiyor. Bu ne demektir?
Her koşulda Ak Partinin arkasında duran bir kitlenin olduğunu gösteriyor. Bu kitle kimdir ve niçin AK Partinin arkasında duruyor? Bunların bir kısmı; bu iktidar ile beraber elde ettikleri sosyal, siyasal ve ekonomik nüfuz sahibi insanlardır. Bunların da bir kısmı kendisine her zaman yer bulabilen her devrin yanar döner insanı iken; ama diğer kısmı bu iktidarın gitmesi ile tamamen çökecek olan kesimdir. Biz, bunlardan hiç birisi ile ilgilenmiyoruz.
Bu kemik desteğin diğer kısmını ise; AK Parti’nin bedel ödemiş, İslami hassasiyete sahip, sessiz mazlumlarından oluşmaktadır. Buraya dikkat! İşte Ak Partinin zamanında harcını oluşturan bu kesim artık edilgen bir konumdadır ve onların değerleri ve kazanımları üzerinde sonradan yolda bulunanlar tepinmektedir. Adalet, özgürlük ve İslami hassasiyet her geçen gün daha fazla irtifa kaybetmektedir. Ak Parti içerisine giren “yolda bulunanlar”, fırsat bulduklarında eski modlarına dönmekteler. Kuzu postuna bürünmüş bu kurtlar, Recep Tayyip Erdoğan’ı cepheden karşılarına alamayınca yanında duruyormuş gibi hem kazançlarından istifade ettiler hem de altını kendi istedikleri gibi oyuyorlar. Ak Parti’nin tabutuna son çiviyi çakacak olan işte bunlardır. Bizden söylemesi… Eğer Ak Parti, keyfiyet sahibi bu sadık kitleyi kaybetmek istemiyorsa, Müslüman halkımızın İslami taleplerini sonuna kadar gözetmeli ve özellikle adalet ve özgürlük noktasında gereken duruşu ortaya koyabilmelidir. Eğer sizin de başkalarından bir farkınız olmayacaksa, mazlum ve sessiz yığınlar olan Anadolu insanı sizi niye desteklesin? İktidarsanız muktedir olun; gemi sizin ise dümen başkasının elinde olmasın. Eski Türkiye’nin artıkları ve midesinden çıkanların, geminin dümenine geçmesine fırsat vermeyin.